Introducing
Your new presentation assistant.
Refine, enhance, and tailor your content, source relevant images, and edit visuals quicker than ever before.
Trending searches
Sebze ağırlıklı yemekler, yemeklerin wok adı verilen çukur tavalarda pişirilmesi ve yemeklerin sofralarda yemek çubuklarıyla yenmesi Çin mutfağının en çarpıcı özellikleri arasındadır.
Çin tarihi bir medeniyet, ortak kültüre sahip bir bölge ve Doğu Asya'da çok uluslu bir oluşum. Çin medeniyeti, yaklaşık 5 bin yıllık yazılı tarihi ile dünyanın en eski medeniyetlerindendir. Bununla birlikte üzerinde ideografik çizimlerin bulunduğu yaklaşık 6000 yıl öncesine ait kalıntılara ulaşılmıştır. Zhōngguó sözcüğü Çincede, Merkez Ülke anlamına gelir.
Çin uygarlığı Sarı nehrin oluşturduğu büyük balçık ovasında doğdu. Çinli çiftçileri erken çağlarda batı yaylasına çeken bu bereketli topraklardı.
Ancak iklimin giderek kuraklaşması, köylülerin bu topraklara yerleşmesini sınırladı. Ekili toprakların B.'sında kalan dağlar ve havzalar göçebelerin uğrak yeriydi; bunların sürekli gidip gelmeleri yerleşik halk için sık sık tehlike doğuruyordu.
Buna karşılık, G.'e doğru, topraklar tarıma daha elverişli ve verimli, arazinin dağlık ve engebeli olmasına rağmen, iklim daha sıcak ve nemlidir. Çinling dağlarının D.'sunda ovalar Yangzi deltasına kadar kesintisiz uzanır, sonra geniş vadiler Şi Ciang'ın tropik altı havzasına açılır. Yangzi'nin G.'inde yaşayan halklar cinli değildi, ama kuzeyden gelerek buralara yayılıp yerleşen cinli köylülerin yaşantılarını benimsemek zorunda kaldılar ve yavaş yavaş özümlendiler. Çin uygarlığı yeni ortama uyum sağlayarak başlıca tarım bitkisi olan buğday yerine pirinci getirdi. Böylece Çin ülkesi giderek, D.'dan B.'ya, özellikle de K.'den G.'e devasa bir yayılma ve yerleşme süreci sonunda oluştu.
Çin, Asya Kıtası nın güneydoğusunda geniş topraklara sahip bir ülkedir. Çin uygarlığının oluşmasında Çin kültürünün yanında Türk, Moğol veTibet kültürleri de etkili olmuştur. Çin hakkında tarihî değer taşıyan ilk bilgilereMÖXI. yüzyılda rastlanmıştır. Merkezî otoritenin güçlü olduğu Çin, tarih boyunca hanedanlıklarca yönetilmiş, MÖ III. yüzyıldan itibaren siyasi birliğini tamamlayıp güçlü bir imparatorluk hâline gelmiştir.
Çin de tanrının oğlu unvanını taşıyan imparatorların kutsal olduğuna inanılırdı. Çin imparatorlarının gücü daimi ordulara dayanmıştır. Çin ordusu, yaya ve arabalı askerler olmak üzere iki sınıfa ayrılmıştır. Ancak Türklerin örnek alınmasıyla bu sınıflara atlı birlikler de dâhil edilmiştir.
Çin'de sosyal yapıyı asiller ve köylüler oluşturmuştur. Köylülere hürriyet hakkı tanımayan bu sosyal yapıda, sınıfların yaşayış ve hukukları birbirinden farklıdır.
Çin'de en yaygın dinler Konfüçyüsçülük, Taoizm ve Budizmdir. Çin uygarlığının temeli, Konfüçyüsçülük öğretisine dayanmıştır. Bu dinî öğretinin temeli erdem ve görev ahlakına dayalıdır.
Çin'de ekonomi büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Tarımın yanında iplik, ipek, porselen ve kumaş üretimi de yapılmıştır. Çinli tüccarlar İpek Yolu aracılığıyla Çin'den Roma'ya kadar olan bölgede ticari faaliyetlerde bulunmuşlardır.
Tek heceli bir dil konuşulan Çin'de bu dile ait farklı lehçeler kullanılmıştır. Çin yazısı günümüzde de kullanılmaktadır.
Çin'de resim, kumaş işleme, porselen imalatı, heykelcilik, çinicilik gibi zanaat ve sanat dalları gelişmiştir.
Budizm, resim ve heykelciliğin gelişiminde etkili olmuştur. Çin mimarisi, askerî ve dinî yapılar yönünden gelişme göstermiştir. Çin Seddi ve Budist tapınakları Çin mimarisinin en güzel örnekleridir. Çin mimarisinde ince, zarif üsluplu, birbirine geçirilmiş çatılar önemli bir yer tutmuştur.
Çinliler, mürekkep, kâğıt, barut, pusula ve matbaayı kullanarak dünyada birçok gelişmeye öncülük etmiştir.