Introducing
Your new presentation assistant.
Refine, enhance, and tailor your content, source relevant images, and edit visuals quicker than ever before.
Trending searches
Türk Tarihinde Veteriner Hekimliği
1- Babadan oğula, usta çırak ilişkisi
2- 1842 ilk askeri veteriner okulu
3- 1889 yılında ilk sivil veteriner okulu
4- 1920 yılında iki okul birleşip "Baytar Mekteb-i Alisi" açılıyor
5- 1933 yılında bu okul Ankara'ya taşınıyor.
6- 1948'de Ankara Üniversitesine bağlı bir Fakülte olarak eğitime devam ediyor.
6- 1970'de Fırat, 1972'de İstanbul, 1978'de Uludağ Üniversitelerinde Veteriner Fakülteleri açılıyor.
7- 2014 yılı itibari ile 28 veteriner fakültesi mevcut
Sabrınız ve beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.
Sonuç olarak; bu çalışmada, akademisyen veteriner hekimlerin Türkiye’de veteriner hekimliği eğitiminin genel olarak ve yeni açılan fakültelerde yetersiz olduğu ve öğretim elemanı yetersizliği konusunu vurguladıkları; veteriner fakültesi sayısının gelecekte mesleki eğitime ve veteriner hekimliği mesleği üzerine olumsuz etkileri olacağı, artan veteriner fakültesi sayısının siyasi irade dolaysıyla artışının engellenemeyeceği ancak yeni açılacak fakültelerin kapatılabileceği ve öğrenci sayılarının azaltılması gerektiği sonuçlarına ulaşıldı.
*Eğitim öğretime başlama tarihleri
Akademisyenlerin “Veteriner fakültesi sayısının fazla olması ile ilgili doğacak sorunlara ve yeni fakülte açılmaması için yapılabilecek çözümlere ait görüşleri”ne verdikleri yanıtlara göre, büyük oranda yeni fakülte açılması tamamen siyasi kararlar olduğundan pek bir şey yapamayacaklarını söyledikleri görülmüştür. Bu yanıt Birinci Türk Veteriner Hekimliği Kurultayı Ön Raporunda (1998) “yeni fakültelerin açılması konusunda, populist ve politik yaklaşımlar devam ettiği sürece fakülte ve dolaysıyla mezun sayılarının gereksinimlerin çok üstünde olması da kaçınılmazdır” ibaresiyle de uyuşmaktadır. Katılımcıların bu soruya verdikleri yeni açılan fakültelerin kapatılması, fakülte öğrenci sayılarının azaltılması, fakültelerin altyapılarının güçlendirilmesi vb önerilerin gerek Türk Veteriner Hekimliği Kurultayları (1998, 2002 ve 2010) gerekse konu ile ilgili diğer çalışmalarla (Dodurka, 2008; Özen ve ark, 2012) benzerlik göstermesi katılımcıların bu konularda duyarlılıklarının bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Katılımcıların “Kaç adet veteriner fakültesi olduğunu biliyor musunuz? Sayı yeterli mi? Az mı? Fazla mı? Neden?” sorusuna verdikleri yanıtlara göre hiçbir katılımcının Türkiye’de şu an mevcut fakülte sayısını bilemedikleri anlaşılmıştır. Katılımcıların çok yüksek oranda Fakülte sayısını çok fazla buldukları görülmektedir. Sayı hakkında bilgisi olmayan üç katılımcı bulunmaktadır. Sayıyı takip edemediğini söyleyen ve yeterli bulan birer katılımcı bulunmaktadır. Bu durum, katılımcıların son yıllarda hızla açılan fakülte sayısının fazlalığı gereği bunları takip edemediklerini göstermektedir. Ayrıca Yalçın’ın (2013)’nın çalışmasında yeni açılan fakülte sayılarının fazlalığından şikayet eden klinisyen hekimlerin görüşleriyle de paralel olduğu söylenebilir. Özen ve ark (2012) çalışmasında fakülte sayısının fazlalığını sorun olarak kamu, özel sektör ve hem kamu hem de özel sektörde çalışan veteriner hekimler sorun olarak görürken, öğrencilerin bunu sorun olarak bildirmemelerinin de ilgi çekici bir ayrıntı olduğu ileri sürülebilir.
Çalışmanın gerçekleştirilebilmesi için öncelikle Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesinde Temel Bilimler, Klinik Öncesi Bilimler, Klinik Bilimler, Zootekni ve Hayvan Besleme, Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümlerinde görev yapan toplam 18 akademisyen veteriner hekimden 15-19 Aralık 2014 tarihleri arası görüşme için randevu alınmış ve yüzyüze görüşmeler yapılmıştır. Görüşme esnasında ses kayıt cihazı kullanılmıştır.
Katılımcılara yöneltilen üçüncü soruda "Türkiye’de veteriner fakültesi sayısının fazlalığı gelecekteki mesleki eğitime ve mesleğimiz üzerine etkileri nasıl olur?" soruldu. Elde edilen bulgular incelendiğinde katılımcıların büyük oranda gelecekte eğitime etkisi olumsuz olacağını bildirmişlerdir. Ayrıca, şu anda bile eğitim kalitesinin düşük olduğu, piyasadaki (!) veteriner hekimler mesleğimizi çok iyi şekilde icra edemedikleri, meslek saygınlığının düşeceği, mesleğin toplum içindeki algısının geriye gidilebileceği, çok sayıda veteriner fakültesi olması hayvancılık için iyi görünse de öğrenciler kalitesiz veteriner hekim olarak mezun olduğundan mutlaka dezavantajlı olacağı gibi bir takım bildirimlerde bulunmuşlardır. Elde edilen bu bulgular Yerlikaya’ (2008)nın veteriner hekim sayısındaki artışın veteriner hekimlerin hizmet kalitesini de etkileyeceği ve yeterli donanıma sahip olmayan veteriner hekimlerin yöneteceği insan ve hayvan sağlığı hizmetlerinin, hayvancılık etkinliklerinde başarılı hedeflere ulaşmayı engelleyeceği düşüncesini de doğrular niteliktedir. Bununla birlikte fakülte sayısının fazlalığının, veteriner hekimliği eğitiminin kalitesi üzerindeki olumsuz sonuçlarına ilişkin öngörüleri içeren sınırlı sayıdaki çalışmayla (Özen ve Özen, 2006; Dodurka, 2008; Yerlikaya, 2008; Özen ve ark, 2012) da örtüşmektedir.
Katılımcılara yöneltilen “Türkiye’deki veteriner hekimliği eğitimi hakkındaki görüşleri”ne verdikleri yanıtlar incelendiğinde, genel olarak eğitimin yetersizliği, öğretim elemanı yetersizliği, yeni açılan fakültelerde eğitim yetersizliğinin ön plana çıktığı görülmektedir. Bu sonuçların, gerek Özen ve ark (2012) çalışmasında katılımcıların “veteriner hekimliği eğiminin zayıf yanları”na verdikleri yanıtlar gerekse Yalçın’ın (2013) klinisyen veteriner hekimlerin “ Türkiye’deki veteriner fakültelerindeki mevcut eğitimin olumsuz yönleri”ne verdikleri yanıtlarla örtüştüğü görülmektedir.