Introducing
Your new presentation assistant.
Refine, enhance, and tailor your content, source relevant images, and edit visuals quicker than ever before.
Trending searches
Öğrenmenin psikolojik önyargıları önemli ölçüde ortadan kaldırdığı öne sürülmektedir. Dolayısıyla profesyonel uzmanlar tarafından gerçekleştirilecek tüketici davranışlarına yönelik eğitimlerinin ülkemizde yaygınlığını ve katılımını arttırmak,
bu alana ilişkin basılı eserlerin ve yayımlanmış çalışmaların sayısının arttırılması,
Kamu spotlarının arttırılması önemli bir adım olacaktır.
Thaler (1990, 1994) ve Thaler ve Shefrin (1981), tasarruf kararını analiz etmek isteyen araştırmacıların, tüketicilerin sınırlandırılmış rasyonalitesini ve birtakım davranışsal eğilimleri dikkate almaları gerektiğini savunmaktadırlar. Bu amaçla davranışsal yaşam döngüsü teorilerini sunarlar.
Davranışsal yaşam döngüsü teorisi (BLCT), kendini kontrol etme, zihinsel muhasebe ve çerçeveleme eğilimini vurgulamaktadır.
Türkiye’de hanehalkının tasarruflarının belirleyicilerinin tespitine yönelik betimsel analiz için TÜİK’ten temin edilen mikro veri setleri kullanılmıştır.
Veri seti 2004-2014 dönemi “Hanehalkı Bütçe Anketlerinden’' oluşmaktadır.
Stata programı yardımıyla analiz edilen tasarruf ile yaş, cinsiyet, eğitim durumu, hane büyüklüğü, konut mülkiyeti ve meslek grubuna göre dağılım tablolar halinde sunulmaktadır.
2004 yılı dağılımı: 2014 yılı dağılımı:
Ev sahibi
Kiracı
Lojman
Diğer
Ev sahibi
Kiracı
Lojman
Diğer
Shefrin ve Thaler (1988),
BLCT, tüketicinin neoklasik teorisi ile çelişen bir sabırsızlık kavramını kullanmaktadır. Bu kavram "irade zayıflığı"dır.
Öyle ki; mevcut bir kazancı değerinin gelecekteki bir kazanca göre daha yüksek olması rasyoneldir. Sonuçta gelecekteki kazanç, zamana bağlı bir risk taşımakta, ancak bugünkü kazancı zaman içerisinde yatırımla büyütmek mümkündür.
Dolayısıyla kayıpların etkisinin kazançlara göre daha fazla olması uzak gelecekteki bir kazancı, yakın gelecektekine göre abartılı bir değerlendirme yapmaya yol açmaktadır.
Türkiye'de son zamanlarda tasarrufu artırıcı tüketimi kısıcı politikalar gündeme gelmeye başlamıştır.
Uygulanan politikalar çerçevesinde hanehalkının sistematik hatalarının saptanıp azaltılması,
finansal okuryazarlıklarının artırılması ve gelirlerine uygun harcama politikaları stratejilerinin benimsenmesi beklenmektedir.
2004 yılı dağılımı: 2014 yılı dağılımı:
Finansal yatırımlar ve tasarruflar her ne kadar ekonomik değişken olduğu kabul edilse de, insan doğası gereği her koşul altında rasyonel davranmayacağı varsayımı altında ek tedbir olarak sosyal ve psikolojik önlemler uygulanmalı ve desteklenmelidir.
Dolayısıyla ekonomik karar birimleri davranışsal eğilimleri bilir ve buna göre hareket ederse, sistematik hatalarından ders alarak daha rasyonalize davranış sergilerler.
Psikolojik tasarruf yanlılıklarını yenmek, sadece bütçenize uygun tasarruf oranını belirlemekten ziyade, söz konusu tasarrufun akım tüketimi geciktirebilecek öz kontrole sahip olmak ve bunun farkındalık ile sağlanabilir.
Yapılan çalışmaların çoğunda hanehalkı tasarruflarının temel belirleyicisinin gelir ve gelire bağlı değişkenler olduğu tespit edilmiştir. Çalışmamızda hanehalkı tasarruf davranışı ile birtakım demografik değişkenleri; hanehalkının yaş, cinsiyet, eğitim ve meslek durumu, hanehalkı büyüklüğü ve konut mülkiyeti gibi değişkenler elde edilerek 2004 ile 2014 yıllarını kapsayan karşılaştırmalı bir betimsel değerlendirmesi yapılmıştır.
Tasarruf; her ne kadar ekonomik faktörlerden etkilense de aslında psikolojik ve sosyal bir süreci içermektedir.
Birtakım çalışmalar hazzı erteleme, riskten kaçınma, benlik kontrolü gibi kişilik davranışları etkisinin birer sonucu olarak tasarrufu ele almıştır. Bazı kesim ise davranışları ve alışkanlıkları yaş, eğitim ve gelir gibi değişkenlerle inceleyerek sosyo-ekonomik açıdan ele almıştır.
Yüksek gelirli bireylerin, ileride gelirlerinin düşme ihtimaline karşılık bunu telafi edebilmek adına şimdiki dönemde daha fazla tasarruf ederken, düşük gelirli bireyler ise ileride gelirlerinin daha fazla yükseleceğinin umudu ile şimdiki dönemde daha az tasarruf etmektedir. (Thaler, 1990, SMT).
Gelecekteki değerleri bugün değerlendirirken abartılı iskonto etmek, gelecekteki bir kararı bugün oldukça kolay almamıza, zaman geldiğinde ise bu karardan caymamıza sebep olmaktadır.
Kredi kartlarının bankalara sağladığı kazançta da bu eğilimin bir rolü vardır. Satın alınmak istenen bir şeyi bir sonraki ayın maaşıyla bugün almak, beklemekten daha çok cazip görünmektedir.
Aynı şekilde hanehalkının bir sonraki ay tasarruflu davranacağına dair kendine söz vermesi bugün kolay, ancak bir sonraki ay bu sözü gerçekleştirmek zorlaşacaktır.
2004 yılı dağılımı: 2014 yılı dağılımı:
Erkek
Kadın
Erkek
Kadın
Thaler (1990: 198), biri yaz öğretim ücretini alan diğeri almayan, ancak aynı yıllık gelirlere sahip iki profesörün varsayımsal bir örneğini sunmaktadır. Zihinsel muhasebe eğilimine dayanarak Thaler, yıllık gelirinin bir kısmını yaz öğretiminde toplu ödeme olarak alan profesörün daha fazla tasarruf ettiğini belirtmektedir.
Yapılan çalışmalardan hanehalkı davranışlarının olayın her sunuş biçimiyle farklılaştığını, sezgilerin ve duygusal etkileşimin, sistematik olarak yapılan hataların, algılamadaki farklılıkların, zihinsel işleyişlerin tasarruf davranışı üzerinde etkisi görülmektedir.
İZMİR ULUSLARARASI İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER KONGRESİ
Graham ve Isaac (2002: 391), çalışmalarında özgün bir anket tabanlı veri seti kullanarak, neoklasik teori için bazı ek zorlukları araştırıp ortaya çıkarmıştır.
Örneğin, tüketicilerin, neoklasik bir tüketici için diğer seçeneklerden bağımsız olan, çok basit bir optimizasyon alt problemine verdiği tepkiyi ele aldıkları çalışmalarında; son derece eğitimli tüketicilerin davranışlarının beklenen neoklasik tahminlerden sapan davranışlar sergiledikleri görülmektedir.
Bireyler tasarruflarını arttırmak için tüketimlerini ve faydalarını geciktirmek isterler, çünkü bu tasarruflar, emeklilikleri için özellikle gelecekteki tüketimleri için kullanılmaktadır.
Tüketici davranışının standart neoklasik modeli hem dostça hem de muhalif eleştirilere sahiptir:
Hanehalkı tasarruflarının heterojenliği; amaçların ve tercihlerin farklı olması, farklı borçlanabilme imkânları ve gelir düzeyindeki farklılıklar nedeniyle ortaya çıkmaktadır.
İktisat bilgisinin davranış ile güçlü bir ilişkisi vardır. İktisadi bilgisi yeterli olmayan bireylerin daha az tasarruf yapma eğilimi vardır.
Örneğin, üniversitede öğrencilere finansal eğitimin verilmesi, bu öğrencilerin iş yaşamlarında daha bilinçli ve yüksek servet birikimine yol açar. Benzer şekilde iş yerindeki finansal eğitim, çalışana yönelik emeklilik planlarına katılımı arttırır ve tasarrufu teşvik eder (Bernheim vd. 2001a).
2004 yılı dağılımı: 2014 yılı dağılımı:
Lise
2004 yılı dağılımı: 2014 yılı dağılımı:
İlkokul
Okur-yazar değil
Ortaokul
Yüksek lisans, doktora
4 yıllık yüksekokul, fakülte
İlkokul
Mesleki veya teknik lise
Ortaokul
Yüksek lisans, doktora
2-3 yıllık yüksekokul
İlköğretim
Lise
Orta dengi meslek
2-3 yıllık yüksekokul
4 yıllık yüksekokul, fakülte
Mesleki veya teknik lise
Okur-yazar değil
Okur-yazar olup bir okul bitirmedi
İlköğretim
Okur-yazar olup bir okul bitirmedi
Robert Hall, ileriye dönük bir yaklaşım olarak sürekli gelir hipoteziyle yine ileriye dönük tahmin yöntemi olan rasyonel beklentiler hipotezinin tüketim ve tasarruflar üzerindeki etkisini araştırmaktadır.
Zaman içerisinde tüketimde meydana gelen değişmelerin öngörülemez olması tüketimin rassal yürümesi olarak adlandırılmaktadır.
Davranışsal iktisat öncülerinden David Laibson, psikolojinin tüketici davranışlarını, tüketim ve tasarruf modellerini açıklamakta etkili olduğunu söylemektedir.
David Laibson, tasarruf yetersizliği yani tüketicilerin yapmak istediklerinden daha az tasarruf, yapmak istediklerinden daha çok tüketim yapmalarını anlık hazzın cazibesiyle açıklamaktadır. Ayrıca psikolojik eğilimlerin tüketicilerin tüketim ve tasarruf durumlarını açıklamak için önemli olduğunu ve anlık hazzın etkisiyle zamana göre tutarsız davranışlar sergileyebileceklerini belirtmektedir.
Her hanenin davranışı, iki neden dolayısıyla optimal plandan farklı olmaktadır. Birincisi, hanehalkı kendileri bütçeleri için doğru tasarruf oranını hesaplayamayabilir. İkincisi, doğru tasarruf oranı bilinse bile, hanehalkı gelecekteki tüketim lehine akım tüketimini geciktirmek için öz kontrolden yoksun kalabilmektedir.
Neoklasik yaklaşım içerisinde tüketici davranışları teorisi, tüketici davranışının bilgi ve sayısal temelleri hakkında güçlü varsayımlar sunmaktadır. Temel varsayımı; tüketici davranışının makul bir bütçe kısıtına tabi olan ve mevcut bilgilere dayalı beklenen yaşam boyu fayda hipotezinin maksimizasyonu olarak karakterize edilmesidir.
Geleneksel rasyonalite kavramlarıyla iyi bir şekilde örtüşmekte, teorik olarak (standart formülasyonlarında) izlenebilmekte ve kolayca test edilebilir tahminler üretmektedir. Ancak, mevcut ampirik kanıtlar genellikle bu tahminlerle çelişmektedir.
2004 yılı dağılımı: 2014 yılı dağılımı:
TÜİK tarafından oluşturulan "Hanehalkı Bütçe Anketi" (2004 - 2014) mikro veri setinden yararlanılarak hanehalkı tasarruflarının belirleyicileri betimsel olarak analiz edilmiştir.
Bu amaçla; hanehalkı tasarruf davranışı ile hanehalkının yaş, cinsiyet, eğitim ve meslek durumu, hanehalkı büyüklüğü ve konut mülkiyeti gibi değişkenler kullanılarak araştırılmıştır.
1. Kanun yapıcılar, üst düzey yöneticiler ve müdürler
2. Profesyonel meslek mensupları
3. Yardımcı profesyonel meslek mensupları
4. Büro ve müşteri hizmetlerinde çalışan elemanlar
5. Hizmet ve satış elemanları
6. Nitelikli tarım, hayvancılık, avcılık, ormancılık ve su ürünleri çalışanları
7. Sanatkarlar ve ilgili işlerde çalışanlar
8. Tesis ve makine operatörleri ve montajcıları
9. Nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanlar
Doç. Dr. ÜZEYİR AYDIN
Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
İktisat Bölümü
Dr. Öğrencisi BÜŞRA AĞAN
İşletme Fakültesi
İngilizce İktisat Bölümü