Introducing 

Prezi AI.

Your new presentation assistant.

Refine, enhance, and tailor your content, source relevant images, and edit visuals quicker than ever before.

Loading content…
Loading…
Transcript

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR

TARİHİ TEMELLERİ

Lec. Osman YILMAZ

İnsan vücudunun belirli amaçlar doğrultusunda eğitilmesi düşüncesi insan oğlunun evrendeki varlığı kadar eskidir.

İlkel zamanlarda zorunlu yaşama faaliyeti olarak görülen hareketler insanın yaşaması, geçim tarzı ve geçim kaygısına bağlı olarak birbirleriyle ve doğa ile mücadele etmesi ve avlanması gibi faaliyetler olarak karşımıza çıkmıştır.

URARTULAR

SÜMERLER

HİTİTLER

ESKİ ÇAĞLARDA SPOR

19. yüzyılda Hattuşaş'ta başlayan kazılar neticesinde ortaya çıkan tablet ve çivi yazısı metinlerinde, Hititlerin içerisinde kuvvete dayalı atletik yarışma ve becerileri barındırın dini festivallere sahip oldukları görülmektedir.

Okçuluk, ağırlık kaldırma, güreş ve boks karışımı pankreasa benzer bir spor ile dans ve akrobasi gibi rekreatif etkinlikler de Hitit Uygarlığında mevcuttur. ( Crowther, 2007:15).

M. Ö 3000 yıllarında Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan Mezopotamya bölgesinde gelişmiş bir medeniyet kuran Sümerlerde spor seçkin bir rol oynamıştır.

Kil tabletler üzerine çivi yazısı, heykel, mühür, kabartma ve dikili taşlar sporun antik kaynakları olarak yerini almıştır. ( Crowther, 2007:15).

M. Ö 9-6. yüzyıllarda Doğu Anadolu, Kuzey Kafkasya ve Kuzey Batı İran bölgesinde hüküm süren Urartu Krallığın'da ise kemerler üzerinde dans ve akrobasi gösterileri ile kemerler süslemelerinde av sahnelerinin yer aldığı bilinmektedir.

Savaşçı bir toplum olduğu bilinen Urartu Krallığı'nda ata verilen önem at yarışları, savaşta en çok kullanılan saldırı silahı olan ok ise, ok yarışları ile anlam bulmuştur. ( Belli ve ark, 2012:60-68)

ANTİK ROMA

ANTİK YUNAN

Flavius Amfitiyatrasu

Flavius Amfitiyatrasu

Yunanlılarda bir amaç olarak yapılan spor, Romalılarda bir araçtı. Romalı aydınlar bile spor söz konusu olduğunda sert bir tavır takınır, hatta Yunanlılarda olduğu gibi çıplak spor yapmayı soylu bir Romalı için utanç verici olarak nitelendirirdi.

Eski Yunan' da hür özgür vatandaşların sporcu olabilmesi, Roma'da ise suçluların ve kölelerin spor yapabilmesi iki toplum arasındaki spor anlayışındaki karşıtlığı açıkça göstermektedir. (Dürüşken, 1995: 13-21).

ANTİK YUNAN VE ANTİK ROMA

Fiziksel eğitime, ahlaksal ve zihinsel eğitimin temeli olarak bakılan Yunan toplumunda spor, eğlence ve oyundan öte bir anlam taşımaktadır. Yunanlılarda spor, en iyi ve en erdemli olana kadar ulaşmak için yapılan bireysel nitelikte bir etkinliktir.

Yunan eğitiminde temel derslerin yanında 7 yaşından 20 yaş ve ötesine kadar düzenli bir fizksel eğitim zorunlu koşulmuştur. (Dürüşken, 1995: 1-2).

Eski yunan'da yapılan spor oyunlarının en tipik örneği olan Olimpia'daki oyunlar, politikacı, felsefeci, edebiyatçı ve şairlerin buluştuğu yer olarak sosyal ve siyasi açıdan özel bir anlam taşırdı.

Beş gün süren Olimpia'daki oyunlarda koşu, disk atma, cirit atma, uzun atlama, güreş, pankreas ( güreş ve boks karışımı), boks, pentatlon ( koşu, uzun atlama, disk atma, cirit atma ve güreşten oluşan beşli yarış ) ve atlı araba yarışları yapılmıştır.

ORTA ÇAĞDA SPOR

ORTA ÇAĞDAN 20. YÜZYILA KADAR SPOR

Spor da dahil olmak üzere kültürün her noktasına hakim nüfuz eden Katolik kilisesi, yarışmalara katılmanın ve beden eğitimi ile ilgilenmenin bedeni güzelleştireceğinden dolayı ruhu bozacağını ve kirleteceğini iddia ederek spora karşı olumsuz bir tutum takınılmasına sebep olmuştur. ( Philips ve Poper, 2006: 128-129).

Rönesans döneminde klasik Yunan ve Roma filozoflarının eserlerinin yeniden okunmasıyla ortaya çıkan hümanizm akımında, insanın manevi yönünden ziyade insancıl yönüne vurgu yapılarak bedene dolayısıyla beden eğitimi ve spora daha fazla değer verilmeye başlamıştır (Mechikoff ve Estes,1998: 129-130).

ALMAN JİMNASTİĞİ

ALMAN JİMNASTİĞİ

F.L.Jahn tarafından askeri amaçlar için tasarlanmıştır (Akın, 2004:127).

Öğrencileri tarafından jimnastiğin babası anlamına gelen Turnvater olarak adlandırılaran Jahn, 1811 yılında başlattığı alman jimnastik hareketini aynı yıl kurduğu ilk jimnastik sahası (Turnplatz) ve düzenlediği ilk jimnastik festivali (Turnfest) ile taçlandırmıştır (Mechikoff ve Estes, 1998: 181).

Tahta beygir, paralet, barfiks, denge tahtası gibi aletlerin yanı sıra tırmanma ağaçları ipler, sırıklar, ve merdivenlerin kullanıldığı Turnen sisteminde oyunlar ile koşu, sıçrama, ağırlık kaldırma, eskrim, yüzme ve güreş de yer almaktadır (Prister, 2003).

İSVEÇ JİMNASTİĞİ

İSVEÇ JİMNASTİĞİ

19. yüzyılda milliyetçi kaygılarla geliştirilen sistemlerden birisidir. 1807 yılında Rusya ve Danimarka tarafından istila edilen İsveç, topraklarının bir kısmını kaybetmiş, böyle bir ortamda ortaya çıkan Per Henrik Ling, jimastiği ulusal güç birliğinin aracı olarak görmüşdür. (Ateş, 2012: 54).

1799- 1804 yıllar arasında yaşadığı Danimarka 'da Jimnastik derslerine devam eden Ling eskrim derslerine başladığı dönemde kolundaki hastalığın iyileştiğini görerek egzersizin tedavi edici fonksiyonu ile tanışmıştır.

Ling sisteminde jimnastik; askeri, pedagojik, tıbbi ve estetik olarak dörde ayrılmış, egzersizler ise kas gurupları ve iç organlar üzerindeki etkilerinde göre sınıflandırılmıştır. Hareketler minderde ve aletlerde serbest egzersizler , bireysel ve eşli egzersizler olarak sınıflandırılmıştır.

Bar, merdiven, halat, ve tahta beygire kadar birçok aletin kullanıldığı İsveç jimnastiğinde yürüyüş, koşu, yüzme, tırmanma gibi egzersizler ve oyunlara da yer verilmiştir.

İNGİLİZ SPOR ANLAYIŞI

İNGİLİZLERDE SPOR ANLAYIŞI

Büyük Biritanya daima sproun ''anası veya ''beşiği'' olarak görülmekte, ayrıca modern sporun temellerinin burada atıldığı yönünde genel bir görüş bulunmaktadır.

18. yüzyılda avclılık ve binicilik gibi rekreatif etkinlikler üst sınıflar tarafından yapılmış, 19. yüzyılda ise okullarda oynanan oyunlar ile beraber spor yeni bir önem ve anlam kazanmıştır.

Sporun gelişimi okullar arasındaki yarışmalarda olduğu gibi eğitim sistemi ile de yakından ilişkilidir. Oxford ve Camabridge arasında ilk olarak 1829 yılında yapılan kürek yarışlarıda buna güzel bir örnektir. (Pfister, 2003).

Okul müdürleri futbol ve kriket gibi oyunları sosyal bir kontrol aracı olarak kullanmışlardır.

1880 ve 1890'larda spor ve oyunlar bazı okullarda zorunlu hale gelmiştir.

''Fair Play'' başlangıçta öğrenciler arasındaki barışçıl ilişkileri teşvik etmek için sonrasında ahlaki bir değer olarak kullanılmıştır.

MODERN OLİMPİYATLAR

MODERN OLİMPİYATLAR

İlk modern olimpiyat Fransız Baron De Coubertin'in teşvikiyle 1896 yılında Atina' da yapılmıştır. Eğitim sistemine ilgi duyan Coubertin, beden ve aklın parelel gelişimine sıkı bir inançla bağlanmıştır.

İngiltere ' de bulunduğu sürede fiziksel ve zihinsel eğitimin yüksek standartlarından etkilenmiştir. Rekabetçi oyunların ve sporun zorunlu olduğu okul müfredatını tamamıyla kabul etmiştir.

Coubertin'i daha fazla etkileyen şey ise Much Venlock'ta düzenlenen ''Olimpiyat Oyunları'' dır. 1850 yılında kurulan Much Wenlock Olimpiyat Birliği 1861 yılında Shropsire Olimpiyat Birliği adını almıştır. 1894 yılında Coubertin'in ısrarıyla 79 ülkenin spor adamlarının ve beden eğitimi gönüllülerinin katıldığı muhteşem bir organizasyon otoriteler tarafından olumlu karşılanmıştır. Uluslarası Atletik Konferans'ın bu toplantısının ardından ilk olimpiyat için Atina ev sahibi şehir seçilmiştir. Daha sonra bu bu komitenin adı Uluslararası Olimpiyat Komitesi olarak değiştirilmiştir.

ATİNA-1896

TÜRKLERDE SPOR

TÜRKLERDE SPOR

BİNİCİLİK

At, Türklerin gündelik hayatını kolaylaştırıcı özelliğinden dolayı vazgeçilmez bir hayvandır. Atın binek olarak taşıma ve ulaşım amaçlı kullanılmasının yanında avcılıkta da yararlanılmış, savaşlarda da binici birlikler oluşturulmuştur. Çocuklar çok küçük yaşta at sırtında eğitime başlayarak ilerleyen yaşlarda usta binici olmaları sağlanmaştır. Biniclik konusunda kadınlarda erkekler kadar usta binici olmuşlardır (Alpman, 1972: 30).

Türklerin eski atlı oyunlarında olan atlı cirit; usta binicilerden oluşan iki takım arasında davul zurna eşliğinde oynanır. Oyuncuların birbirine kurumuş meşe dalından yapılan ciridi atmaları, vurulmamak için kaçmaları ve bir yandan atılan ciridi ciritle karşılamaya çalışmalarıyla oynanır ve rakibine ciridi değdiren sayı kazanır (İrepoğlu, 2012: 134).

Türklerde atın sosyal hayattaki yerinin diğer bir yansıması gökbörü oyunu ile anlam bulur. Kesilmiş ve içi temizlenmiş bir oğlağı eğeri ile bacakları arasına sıkıştıran ve dörtnala koşan bir atlının kendisini kovalayan rakiplerine yakalanmadan oğlağı sınırlanmış bir alan içerisine getirmesi ve alanda turunu tamamlaması şeklinde oynanmaktadır (Alpman, 1972: 31).

Türk dünyasının her köşesinde oynanan ve günümüzde de yaşatılan bir oyundur (Güven, 1999: 222)

OKÇULUK

METE GAZOZ

Türklerin milli kültüründe, dini inançlarında ve toplum hayatında çok eski bir geleneğe sahiptir (Güven, 1999: 102-103).

Osmanlı Devleti döneminde okçuluk yarışmaları için özel olarak oluşturalan meydanlarda yapılan yarışmalar belirli bir kural dahilinde gerçekleştirilmiştir.

Devletin birçok yöresinde oluşturulan ok meydanlarının en önemlisi İstanbul'un fethinden sonra Fatih tarafından yaptırılan İstanbul Ok meydanıdır (Gündüz, 2007).

1682 yılında okçuluk yarışmalarının kurallarını belirlemek için yetkili ve bilgili kişiler tarafından Atıcılar Kanunu hazırlanmış ve atıcılar sicili denilen deftere kaydedilmiştir (Kahraman, 1995: 421-426).

Hedef vurma (puta atışı), cisim delme (darp vurma) ve mesafeye atma ( menzil atışı) olmak üzere üç disiplinde gerçekleştirilmiştir.

GÜREŞ

RIZA KAYAALP

Güreş; İki insanın birbiri ile araç kullanmadan belirli bir alanda kurallara bağlı olarak yapılan zihinsel ve fiziksel bir mücadeledir.

Türklerde güreşin en bilinen formları karakucak, yağlı, aba, şalvar ve kuşak güreşidir. Genel olarak davul ve zurna eşliğinde yapılmaktadir.

Karakucak güreşleri günümüzde hala Anadolu'nun birçok bölgesinde yapılmaktadır (Güven, 1999: 44-45).

Osmanlılar zamanında padişahlarında güreş yaptığı ve sarayda pehlivanları himaye ettiği bilinmektedir. Pehlivanların barınması ve antrenman yapması için güreş tekkeleri kurulmuştur. (İrepoğlu, 2012: 151).

MODERN SPORLARIN OSMANLI'YA GİRİŞİ VE İLK ÖRGÜTLENMELER

Askeri okullardan biri olan Mekteb-i Harbiye'de yüzme, jimnastik ve eskrim dersleri ile başlamıştır. Daha sonra diğer askeri okullara ve sivil okullara doğru yayılmıştır.

1868 yılında Fransız liseleri örnek alınarak açılan Mekteb-i Sultani'de (Galatasaray Lisesi) jimnastik dersi okulun kuruluşundan itibaren programda yer almıştır. Jimnastik dersleri ilk yıllarda gayrimüslim ve yabancı öğretmenler tarafından yürütülmüştür.

1863 yılında açılan Robert Koleji modern sporlara bünyesinde yer vererek tanıtılmasını ve yaygınlıştırılmasını sağlamıştır. Modern sporların ilk defa ortaya çıktığı kentlerden birisi olan İzmir'de futbol, tenis, bisiklet, eskrim, yüzme, kürek, atletizm, kriket, jimnastik ve boks gibi sporlar zengin aileler arasında yayılmaya başlamışıtır. (Öndeş, 2010: 175-177).

OSMANLI'DA SPOR

Black Stocking(Siyah Çorapları)

BLACK STOCKİNG (SİYAH ÇORAPLAR)

Osmanlı'da futbol'un ilk oynandığı yer İzmir'dir. Bornova'da yaşayan İngiliz gençler arasında oynanmış ve 1894 yılında Bornova Futbol ve Rugby kulübü kurulmuştur. Daha sonraları Rum ve Ermenilerin katılımıyka geniş halk kitlelerine ulaşmıştır (Öndeş, 2010: 175-177).

Her türlü örgütlenme ve toplantı faaliyetlerini yasaklayan dönemin siyasi rejimi Türk gençlerinin futbol topu etrafında bir araya gelmelerini yasaklamıştır. Bu durumun üstesinden gelen Fuat Hüsnü Bey'in öncülük ettiği bir grup Türk genci takımlarında Black Stocking (Siyah Çoraplar) isimini vererek dikkat çekmeden faaliyet sürdürmeye çalışmışlardır.

İlk Türk futbol takımı ilk maçını Rum takımı ile oynamış ve maçın ardından yapılan ani bir baskında kapıtalarak çok kısa ömürlü olmuştur (Arıpınar, 1992: 12-13).

Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe,

Beşiktaş Jimnastik kulübü

1911-1912 Fenerbahçe Kadrosu

Galatasaray 1905

İngilizler tarafından kurulan Kadıköy, İmogene ve Moda ile Rumlar tarafından kurulan Elpis İstanbul'un ilk futbol kulüpleridir. Kulüp sayısının giderek artması nedeniyle İstanbul Futbol Ligi kurulmuştur.

Türk gençleri bu duruma ilgisiz kalmamışlar ve ilk adım Mekteb-i Sultani (Galtasaray Lisesi) öğrencileri tarafından 1905 yılında gerçekleştirilmiştir. Daha sonra bu kulüp Galatasaray adını almıştır.

Kadıköyde yaşayan Türk gençlerinin girişimi ile 1907 yeni bir Türk kulübü Fenerbahçe kurularak ikinci yılında futbol ligine dahil olmuştur.

Aynı yıllarda kuruluşu gerçekleşen diğer bir Türk kulübü Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü'dür. Bu kulüp 1903 yılında kurularak jimnastik, halter, güreş ve boks branşlarında faaliyet göstermiştir. Kulübün futbol branşına katılması 1910'lu yılları bulmuştur (Arıpınar, 1992: 14-21).

CUMHURİYET DÖNEMİ SPOR

SELİM SIRRI TARCAN

Uzun süren yorucu ve yıpratıcı savaşlardan büyük bir devletten geriye kalan ulus-devlet modelibe dayalı türkiye Cumhuriyeti, fiziksel ve psikolojik olarak yorgun, güçsüz ve sağlıksız bir nesli kısa sürede eski gücüne ve sağlığına kavuşturarak yoluna devam etmek zorundaydı.

Bu amaçlar ortaya koyduğu ilk çalışmalardan biri Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ- 1922-1936) ilk ulusal spor yönetimi birliğini kurmuşlardır.

Daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi yan örgütü olarak kurulan Türk Spor Kurumu görevi devralmıştır ve 1938 yılına kadar devam etmiştir.

1938 yılında Başbakanlığa bağlı olan Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü kurularak spor yönetimi doğrudan devlete bağlanmıştır.

2011 yılında ise Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak devam etmektedir.

Cumhuriyet döneminin ilk beden eğitimi öğretmeni Selim Sırrı Tarcan'dır. Onun önderliğinde 1915 yılında yaklaşık 100 kadın ilkokul öğretmennin haftada bir gün isveç jimnastiği eğitimi alarak yetiştirilmiştir (Günay, 2013:78).

1927 yılında Çapa'da kadın ve erkek beden eğitimi öğretmenleri yetiştirilmek amacıyla açılan ve bir yıl sürek kursta aktif rol oynamıştır. Bu kurslardan 148 erkek, 63 kadın öğretmen mezun olmuştur. (Güven, 1996:7475).

1932 yılında Gazi Terbiye Enstitüsü'ne bağlı Beden Terbiyesi Şubesi açılmış ve tamamı erkek olan ilk mezunlarını 1934-9135 öğretim yılında vermiştir.

1974-1975 öğretim yılında Ankara 19 Mayıs Gençlik ve Spor Akademisi kurulmuştur. Bu akademiler bakanlığa bağlı 4 yıl süreli okullardır (Güven, 1996:79).

Learn more about creating dynamic, engaging presentations with Prezi