Introducing 

Prezi AI.

Your new presentation assistant.

Refine, enhance, and tailor your content, source relevant images, and edit visuals quicker than ever before.

Loading…
Transcript

İstismar

"Bir yetişkin tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan ve çocuğun sağlığını, fizik gelişimini, psikososyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen davranışlar" olarak tanımlamaktadır. Bu tanımda amaç değil, sonuçlar önem taşımaktadır. Başka bir deyişle, yetişkinin niyeti önemli değildir, eylemin çocuk üzerindeki etkisi önemlidir (WHO 1999).

Fiziksel İstismar

Taner ve Gökler’e göre fiziksel istismar, 18 yaşına kadar bir çocuğun ebeveynleri ya da kendinden sorumlu yetişkinler tarafından vücut bütünlüğünün zedelenerek fiziksel bir zarara uğratılması, çocuğun yaralanması veya tüm bunların oluşumu riskine sebep olmaktır (Taner ve Gökler 2004).

Duygusal İstismar

Duygusal istismar, çevredeki yetişkinler tarafından gerçekleştirilen, çocuğun kişiliğini zedeleyici, duygusal gelişimini engelleyici eylemler ya da eylemsizlikler olarak tanımlanır (Şahiner 2001).

Cinsel İstismar

Cinsel istismar, erişkin tarafından çocuklara yönelik olarak gerçekleştirilen cinsel içerikli tüm eylemleri kapsayan, bağımlı, yeterince olgunlaşmamış çocukların, tam olarak kavrayamadıkları, bilerek rıza göstermedikleri cinsel aktivitelerin uygulanmasıdır. Kısaca cinsel istismar, bir yetişkinin doyum sağlamak amacıyla bir çocuğa yaklaşması ve onu kullanmasıdır (Yiğit 2004).

İhmal

İhmal; çocuğun beslenme, barınma, sağlık, giyim, eğitim, korunma ve gözetim gibi temel gereksinimlerinin onun bakımını üstlenen kişiler tarafından karşılanmamasıdır (UNİCEF 1995).

ÖNERİLER

Çocuk istismar ve ihmal olgularının incelenmesi ve çocuğun kaderinin tayin edilmesinde, çocuğun yüksek yararı düşünülerek; risk altında bulunan çocukları korumak, desteklemek ve geleceğe hazırlamak için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına önemli roller düşmektedir.

ÖNERİLER

Yine gizlenme eğiliminin sıklıkla görüldüğü istismar olgularında mağdur olan çocuklara ulaşılmayı kolaylaştırmak için ASPİM konu ile ilgili ALO 183 hattından bağımsız olarak sadece çocuklara özgü ALO yardım hatları açılabilir.

Çocuk istismarı doktor, hemşire, psikolog, sosyal hizmet uzmanları, öğretmen ve bu uzmanların çalıştıkları kurumların disiplinler arası bir yaklaşımıyla çözülecek ve önlenebilecektir. Ülkemizde de bu tip yaklaşımlar ivme kazanmaktadır. Önleme ve tedavi süreçlerinde multidisipliner ekip çalışması kesinlikle gerekmektedir. Ayrıca çocukla karşılaşan bütün meslek gruplarına konuya ilişkin farkındalık eğitimleri yapılabilir.

Çocuğun yaş özelliklerine uygun kendisini korumasına yönelik güvenlik programları hazırlanarak ilgili uzmanlarca ( Sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, çocuk gelişim uzmanları, rehber öğretmenler) bilgilendirme yapılmalı ve hatta program müfredata zorunlu ders olarak konulmalıdır. Ayrıca bu tür programlar sadece çocuklarla sınırlı kalmamalı, ebeveynlere de verilmelidir.

Türkiye'nin çocuk istismarı konusunda ulusal bir organizasyon planına ihtiyacı vardır. Bu organizasyon içerisinde Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Türk Tabipler Birliği, Barolar, STK'lar koordinasyon halinde çalışmalıdır. Bu sorun bir tek meslek grubunun bu alanda yetkinleşmesi ile çözümlenebilecek bir sorun değildir. Bütün disiplinler devletin de içinde bulunacağı bir eylem planı çerçevesinde yetkinleşip konunun bir ucundan tutmalıdır.

Bunlara ek olarak günümüzde sosyal medyanın ve kitle iletişim araçlarının önemi yadsınamayacak kadar büyüktür. Çocuk istismarı ve ihmali konusuna sıklıkla yer vermesi, konu ile ilgili kamu spotlarının yayınlanması, konunun gündemde tutulması, anne, baba ve çocukları bilgilendirici yayınlar yapılması, broşür, CD, video gibi görsel işitsel materyallerin çoğaltılması ile bu konuda farkındalığın arttırılacağı düşünülmektedir.

Sağlık bakanlığı tarafından her ilde Çocuk İzlem Merkezlerinin kurulması ve özellikle sağlık personelinin merkezler hakkında bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.

Birinci basamak sağlık kuruluşlarında çocuk hakkında gerekli incelemenin yapılması, çocuk istismar tanı ve sonraki süreci izleme ve değerlendirme için sosyal hizmet uzmanı kadroları açılmalıdır.

Akademisyenler, pediatristler, psikiyatristler, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar ve bu alanda hizmet veren diğer uzmanlarca yapılandırılmış/yarı yapılandırılmış çocuk istismarı tanılama ve izlem formları geliştirilmelidir. Bu formlar hemşireler, ebeler ya da sosyal hizmet uzmanlarınca risk grubuna uygulanmalıdır. Yapılandırılmış formlar sayesinde ASM personelinin iş akışı bozulmayacak şekilde her çocuğa ulaşılabileceği düşünülmektedir.

Oluşturulan formlar aracılığı ile riskli aileler (tek ebeveyn, genç anne-baba, düşük sosyo-ekonomik düzey, madde kullanımı olan ebeveyn vb.) ve risk altındaki çocuklar (mental problemli, prematüre olan vb.) belirlenip, sık sık izlenmelidir.

Ailenin çocukla sağlıklı iletişim kurabilmesi için gerekli sosyal destek sağlanmalıdır. Ev ziyaretleri ile doğumundan önce belirlenen riskli aileler doğumdan sonrada yakından izlenerek çocuğun fiziksel, ruhsal, sosyal gelişimi için desteklenmelidir.

ÖNERİLER

Sağlık personelinin çocuk istismarına ilişkin hukuki ve yasal süreç hakkında, konuya ilişkin hizmet veren kuruluşlar ve bu kuruluşlarla ne şekilde iletişime geçileceği konusunda bilgi eksikliği bulunmaktadır.

Teşekkürler

Sürece ilişkin bir diyagram oluşturulup,ilk bildirim yapacakları kuruluştan başlayıp, adım adım başvuru yapılacak kurumlar ve çocuklara yönelik hizmetler hakkında bilgilendirme broşürleri ve el ilanları hazırlanarak ASM’lerde görünür yerlere asılması ve dağıtımının sağlanmasının bu konularda eksiklikleri gidereceği düşünülmektedir.

BULGULAR

Çizelge 15 Sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin SH bölümünü seçme nedenleri ile BEM Cinsiyet Rolü Envanteri altboyutları arasında yapılan çapraz tablolara ilişkin bilgiler.

BULGULAR

TARTIŞMA

  • Bulgulara göre SH mesleğinin çalışma alanı geniş olduğu için seçen öğrencilerin en yüksek oranda sahip oldukları cinsiyet rolü belirsiz cinsiyet rolüdür.
  • P<0,05 cinsiyet rolleri ile geniş çalışma alanları arasında anlamlı biri ilişki vardır.

Çizelge 16 Sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin SH bölümüyle ilgili düşünceleri ile BEM Cinsiyet Rolü Envanteri alt boyutları arasında yapılan çapraz tablolara ilişkin bilgiler.

Çİİ Bilgi ve Farkındalık Düzeyini Arttırmak İçin Öneriler

P>0,05 Cinsiyet rolleri ile mesleğin statüsünün yüksek olması ve eğitim sürecinin zor olması arasında anlamlı bir ilişki yoktur.

BULGULAR

Çocuk istismarı konusunda alınan bilgi lisans eğitimi ile sınırlı kalmamalıdır. Hekim ve hemşirelerin farkındalıklarını ve bilgilerini arttırmak için çalıştıkları kurumlar tarafından hizmet içi eğitim programları düzenlenmesi gerekmektedir. Belirli aralıklarla ve sürekli olarak yapılan hizmet içi eğitimlerin çocuk istismarı konusunda faydalı olacağı düşülmektedir.

Lisans döneminde çocuk istismarı hakkında kapsamlı bilgi alınması gerekmektedir. Çalışmamıza katılan sağlık personelleri eğitim almış olsalar da alınan eğitimin niteliği ve yeterliliği tartışmalıdır. Bu nedenle özellikle tıp fakültelerinde çocuk istismarı konusunun zorunlu ders olarak müfredata konulması, var ise süresinin arttırılması gerektiği düşünülmektedir.

Çizelge 15 Sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin SH bölümünü seçme nedenleri ile BEM Cinsiyet Rolü Envanteri altboyutları arasında yapılan çapraz tablolara ilişkin bilgiler.

BULGULAR

Çizelge 13 Sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin SH bölümünü seçme isteği ile BEM Cinsiyet Rolü Envanteri altboyutları arasında yapılan çapraz tablolara ilişkin bilgiler.

BULGULAR

Çizelge 3.15. Sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin SH bölümünü seçme nedenleri ile BEM Cinsiyet Rolü Envanteri altboyutları arasında yapılan çapraz tablolara ilişkin bilgiler.

p>0,05 cinsiyet rolleri ile eğitim sürecinin kolay olması ve mesleğin cinsiyete uygun olması arasında anlalmlı bir ilişiki yoktur.

p<0,05 Cinsiyet rolleri ile mesleği isteyerek seçip seçmemesi arasında anlamlı bir ilişki vardır.

TARTIŞMA

  • Yoksul insanlara yardm etmek için SH bölümünü seçen öğrencilerin toplam oranlar içinde en düşük cinsiyet rolü oranı maskülendir iken en yükseği androjen cinsiyet rolüdür.
  • Uyguç (2003) tarafından yapılan bir çalışmada benzerlikler mevcuttur.
  • P<0,05 , yoksul inasanlara yardım etmek isteği ile cinsiyet rolleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.

BULGULAR

Çizelge 16 Sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin SH bölümüyle ilgili düşünceleri ile BEM Cinsiyet Rolü Envanteri alt boyutları arasında yapılan çapraz tablolara ilişkin bilgiler.

BULGULAR

AH DOĞRU YANLIŞ BULGULAR

Çizelge 15 Sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin SH bölümünü seçme nedenleri ile BEM Cinsiyet Rolü Envanteri altboyutları arasında yapılan çapraz tablolara ilişkin bilgileri

TARTIŞMA

  • Bulgulara göre SH kurumlarında yönetici statüsünde erkeklerin kadınlara oranlara daha başarılı olacağını düşünenler en yüksek oranla maskülen cinsiyet rolüne sahiplerdir.
  • Vinnicombe (1999), Eagly, Karau ve Makhijani (1995) tarafından yapılan çalışmalarda benzerlik mevcuttur.
  • P<0,05 cinsiyet rolleri ile mesleğinin maaşının yeterli olması arasında anlamlı bir ilişki yoktur.
  • P<0,05 cinsiyet rolleri ile SH kurumlarında erkek yöneticilerin daha başarılı olması arasında anlamlı bir ilişiki vardır.

HEMŞİRE DOĞRU YANLIŞ BULGULAR

TARTIŞMA

BULGULAR

  • Bulgular göstermektedir ki kolay iş bulma sebebinden dolayı sosyal hizmet bölümünü seçen öğrencilerin cinsiyet rolleri oranları birbirine yakın olmakla beraber en yüksek oranı belirsiz cinsiyet rolüne sahip öğrenciler almıştır ve bu oranı feminen cinsiyet rolüne sahip öğrenciler takip etmektedir.
  • p>0,05 cinsiyet rolleri ile kolay iş bulabilme ve öğrencinin puanının bölüme yetiyor olması arasında anlamlı bir ilişki yoktur.

  • Çocuk istismarı ve ihmalinin belirti ve risklerini tanılama ölçeği alt gruplarından olan istismar ve ihmalin çocuktaki fiziksel belirtileri puanları aile hekimleri grubunda hemşire ve ebelere göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0.05).

  • Aile hekimlerinin istismar ve ihmalin çocuktaki davranışsal belirtilerine yönelik alt ölçek puanları ortalaması arasındaki fark anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0.05).

  • Aile hekimlerinin ihmal belirtileri alt ölçek puanları ortalaması hemşire ve ebelerin puanları ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmıştır (p<0.05).
  • Aile hekimlerinin istismar ve ihmale yatkın ebeveyn özellikleri alt ölçek bilgi puanları ortalaması hemşire ve ebelere göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0.05).

  • Aile hekimlerinin istismar ve ihmale yatkın çocuk özellikleri alt ölçek bilgi puanları ortalaması hemşire ve ebelere göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0.05).

  • Aile hekimlerinin çocuk istismarı ve ihmalinde aile yapısı ile ilgili özellikler alt ölçek puanları ortalaması hemşire ve ebelerin puanları ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05).

BULGULAR

Çizelge 12 Sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin SH bölümünü seçmede etkili olan kişi ile BEM Cinsiyet Rolü Envanteri altboyutları arasında yapılan çapraz tabloya ilişkin bilgiler.

BULGULAR

Çizelge 11 Sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin sosyal hizmet bölümünü kaçıncı sırada tercih ettiği ile BEM Cinsiyet Rolü Envanteri arasında yapılan çapraz tabloya ilişkin bilgiler.

TARTIŞMA

AİLE HEKİMLERİNE İLİŞKİN BULGULAR

BULGULAR

Aile hekimleri, hemşire ve ebelerin çocuk istismarı ve ihmalinin belirti ve riskleri tanılama ölçek puanları;

  • Medeni durumları,
  • Yaş dağılımları,
  • Meslekte çalışma süreleri,
  • Öğrenimleri sırasında bilgi alma durumları,
  • Mezuniyet sonrası bilgi alma durumları,
  • İş yaşamında çocuk istismarı ve ihmali vakasıyla karşılaşma durumları,
  • Çocuk istismarı veya ihmali olgusu ile karşılaştıklarında zorlanılan konulara,
  • Çalıştıkları kurumlardaki prosedür varlığına göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermemektedir (p>0,05).
  • SH bölümünü seçmede öğretmenleri etkili olan öğrencilerin feminen ve belirsiz cinsiyet rolleri oranları toplam oranların içinde daha yüksektir.
  • SH bölümünü seçmede babası etkili olan öğrencilerin toplam oran içinde maskülen cinsiyet rolü oranı yüksektir.
  • Bölüm seçerken etkilenilen kişi/kişiler konusunda bazı cinsiyet rolleri oranlarının yüksek olmasına rağmen, öğrencinin etkilendiği kişi/kişiler ile cinsiyet rolleri arasında anlamlı bir bağ olmadığı socuna varılmıştır.
  • p>0,05 cinsiyet rolleri ile mesleği seçmede etkilenilen kişi arasında anlamlı bir ilişki yoktur.

TARTIŞMA

Çizelge 10 Sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin anne ve baba çalışma durumları ile BEM Cinsiyet Rolü Envanteri alt boyutları arasında yapılan çapraz tablolara ilişkin bilgiler.

  • Bulgular göstermektedir ki SH mesleğini 1. tercihine yazan öğrencilerden androjen cinsiyet rolüne sahip olanların oranı en yüksektir.
  • p>0,05 Cinsiyet rolü ile tercih sıralamsı arasında anlamlı bir ilişki yoktur.

Aile hekimlerinin;

  • %98.8’i çocuk ihmal ve istismarını tanılayabileceğini belirtmişlerdir.

  • %46.2’si kendisini konu hakkında yeterli bulmaktadır.

  • %82.5’i çocuk istismarı ve ihmali konusunda daha fazla bilgilendirme gereksinimi duyduğunu belirtmiştir.

TARTIŞMA

BULGULAR

Yalnızca meslek yaşamları boyunca çocuk istismarı ve ihmali vakası ile karşılaşma durumlarına göre yapılan değerlendirmede olgu ile karşılaşan hemşire ve ebelerin puan ortalaması (4,12±0,32) olgu ile karşılaşmayanların puan ortalamalarına (3,82±0,35) göre istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde daha yüksek olduğu bulunmuştur (p<0.05).

  • Çalışan babaya sahip öğrencilerde belirsiz cinsiyet rolünün oranı yüksek çıkmıştır.
  • Çalışmayan babaya sahip öğrencilerde ise feminen cinsiyet rolünün oranı yüksek çıkmıştır.
  • P>0,05 Anne ve baba çalışma durumu arasında anlamlı bir ilişki yoktur.

AİLE HEKİMLERİNE İLİŞKİN BULGULAR

HEMŞİRE VE EBELERE İLİŞKİN BULGULAR

Çizelgede görüldüğü üzere aile hekimlerinin genel ölçek puanları ortalaması 4,10±0,34 iken; hemşire ve ebelerin genel ölçek puanları ortalaması 3,88±0,37’dir.

Aile hekimlerinin Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Riskleri Tanıma Ölçeği toplam puan ortalamaları hemşire ve ebelere göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0,05).

ÇALIŞMAMIZDAKİ BULGULAR IŞIĞINDA

BULGULAR

Aile hekimlerinin;

  • %67.5’i çalışma sürelerince çocuk istismarı ve ihmali vakasıyla karşılaşmış, %32.5’i istismar ve ihmal olgusu ile karşılaşmamıştır.

  • Mesleki yaşamında olgu ile karşılaştıklarında yetersiz kaldıkları veya zorlandıkları durumlar değerlendirildiğinde; ilk sırada %40.7 ile ilgili kurumlara rapor etme/yasal süreç olarak belirtilmiştir.

  • Çocuk istismar ve ihmali olgusu ile karşılaşılması halinde ne şekilde bildirim yapılacağı sorulduğunda ilk sırada %53.8 ile adli rapor tutmak, %18.8 ile polise haber vermek yer almıştır.

HEMŞİRE VE EBELERE İLİŞKİN BULGULAR

Çizelge 9 Sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin anne ve baba eğitim durumu ile BEM Cinsiyet Rolü Envanteri alt boyutları arasında yapılan çapraz tablolara ilişkin bilgiler.

p<0,05 cinsiyet rolü ile anne eğitim durumu arasında anlamlı bir ilişki vardır.

Çalışmaya katılan hemşire ve ebelerin;

  • %2.5’i erkek; %97.5’i kadındır.

  • %82.5’i evli, %17.5’i bekardır.

  • Çoğunluğu (%48.8) 40 yaş ve üzeri grupta yer almaktadır.

  • Meslekte çalışma sürelerine bakıldığında çoğunluğu %86.2’si 11 yıl ve daha uzun süredir çalışmaktadır.

  • %61.3’ü öğrenimleri sırasında çocuk ihmali ve istismarı konusuna ilişkin bilgilendirildiklerini belirtmişlerdir.

  • Mezun olduktan sonra çocuk ihmali ve istismarı konusuna ilişkin bilgilendirilmeleri incelendiğinde %80’i konu ile ilgili bilgi aldıklarını belirtmişlerdir.

Sonuç olarak; ASM’lerde çalışan hekim ve hemşire ve ebelerin çocuk istismarı ve ihmaline ilişkin farkındalık düzeyleri incelenmiş; erken tanı koyma sürecinde rol alacak olan sağlık çalışanlarının bilgi gereksinimlerinin olduğu belirlenmiştir.

TARTIŞMA

  • Bulgularda göstermektedir ki okur-yazar olmayan ve ilkokul mezunu anneye sahip öğrencilerin feminen cinsiyet rolü oranı genelde en yüksekken, maskülen cinsiyet rolü oranı en düşüktür.
  • Fakat üniversite mezunu anneye sahip öğrencilerde bu durum tam tersi durumdadır.
  • Bulgular ilkokul mezunun babaya sahip öğrenciler toplam oran içinde feminen cinsiyet oranı en yüksekken, lise mezunu babaya sahip öğrencilerin toplam oran içinde feminen cinsiyet oranı en düşük olduğu belirlemektedir.

HEMŞİRE VE EBELERE İLİŞKİN BULGULAR

Hemşire ve ebelerin;

  • %18.8’i çalışma sürelerince çocuk istismarı ve ihmali vakasıyla karşılaşmış, %81.2’si karşılaşmadıklarını ifade etmiştir.

  • Olgu ile karşılaştıklarında yetersiz kaldıkları veya zorlandıkları durumlar değerlendirildiğinde; ilk sırada %40.0 ile öykü almakta zorlandıklarını ifade etmişlerdir.

  • Çocuk istismar ve ihmali olgusu ile karşılaşılması halinde ne şekilde bildirim yapılacağı sorulduğunda ilk sırada %68.8 ile polise haber vermek, %27.5 ile ASPİM’e bildirim yapmak yer almıştır.

Veri Toplama Araçları

YÖNTEM

  • Araştırmaya katılan aile hekimleri, hemşire ve ebelerin sosyo-demografik bilgilerini elde etmek için araştırmacı tarafından literatür taraması sonucu oluşturulan Sosyo-Demografik Bilgi Anket Formu uygulanmıştır.
  • Araştırmaya katılan sağlık personellerinin farkındalıklarını ölçmek amaçlı Uysal (1990) tarafından geliştirilen ‘’Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerinin Tanılanmasına’’ yönelik ölçek (ÇİİBRTYÖ) uygulanmıştır.

ARAŞTIRMADA YANITLANMASI GEREKEN SORULAR

Hemşire ve ebelerin;

  • %93.8’i çocuk ihmal ve istismarını tanılayabileceğini belirtmişlerdir.

  • %32.5’i kendisini konu hakkında yeterli bulmaktadır.

  • %56.2’i çocuk istismarı ve ihmali konusunda bilgilendirme gereksinimi duyduğunu belirtmiştir.

Aracın Geçerlik ve Güvenirliği

Araştırmanın Evreni ve Örneklemi

Çocuk istismarı ve ihmalinin belirti ve risklerini tanılama ölçeği değerlendirmesine ait 67 sorunun Cronbach’s alpha katsayısı 0,904 olup, anket oldukça geçerli ve güvenilirdir diyebiliriz.

Ölçegin alt grup değerlendirmelerinin de Cronbach’s alpha katsayısı 0,680 ile 0,850 arasında değişmektedir.

Bu araştırmanın evreni Burdur İlindeki Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan aile hekimleri, hemşire ve ebeler oluşturmaktadır. Burdur Halk Sağlığı Müdürlüğüne bağlı (41) Aile Sağlığı Merkezlerinde toplam 160 hekim, hemşire ve ebe çalışmaktadır. Bunların 80’i aile hekimi, 80’i hemşire ve ebedir.

Araştırmada evrenin ulaşılabilirliği dikkate alınarak örneklem seçimine gidilmemiş, evrendeki sağlık personelinin tamamına ulaşılmıştır.

AİLE HEKİMLERİNE İLİŞKİN BULGULAR

  • Aile hekimleri, hemşire ve ebelerin sosyodemografik (cinsiyet, yaş, medeni durum, meslekte çalışma süreleri vb.) özellikleri nelerdir?
  • Aile hekimleri, hemşire ve ebelerin öğrenimleri sırasında/mezuniyet sonrası çocuk ihmali ve istismarına ilişkin eğitim alma durumları nelerdir?
  • Aile hekimleri, hemşire ve ebelerin iş yaşamlarında çocuk istismarı ve ihmali vakasıyla karşılaşma durumları nedir?
  • Aile hekimleri, hemşire ve ebelerin istismar ve ihmalle karşılaştıklarında tanı koymakta zorlandıkları süreç nelerdir?
  • Aile hekimleri, hemşire ve ebelerin istismar ve ihmalle karşılaştıklarında bildirim yapma şekilleri nelerdir?

Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerinin Tanılanmasına Yönelik Ölçek (ÇİİBRTYÖ)

ÇALIŞMANIN AMACI

Verilerin Değerlendirilmesi

ARAŞTIRMADA YANITLANMASI GEREKEN SORULAR

  • İstismarın çocuk üzerindeki fiziksel belirtileri (19 madde)
  • İstismarın çocuk üzerindeki davranışsal belirtileri (15 madde)
  • İhmalin çocuk üzerindeki belirtileri (7 madde)
  • İstismar ve ihmale yatkın ebeveyn özellikleri (13 madde)
  • İstismar ve ihmale yatkın çocukların özellikleri ( 5 madde)
  • Çocuk istismarı ve ihmalinde ailesel özellikler (8 madde) ile ilgili 6 alt grubu bulunan ve toplam 67 maddeden oluşan Likert tipi bir ölçektir.

  • Araştırma tanımlayıcı nitelikte olup nicel araştırma deseni kullanılmıştır.
  • Araştırmada yüz yüze anket yöntemi kullanılarak elde edilen veriler SPSS programında analiz edilmiş ve yorumlanmıştır.
  • Veriler üzerinde tanımlayıcı istatistikler (sayı, yüzde, ortalama, standart sapma) yanı sıra niceliksel verilerin karşılaştırılmasında; ikiden fazla grup değerlendirmelerinde Oneway Anova Test, iki grup karşılaştırılmasında Student T test kullanılmıştır. Niteliksel verilerin karşılaştırılmasında ise Ki-Kare testi kullanılmıştır.

Araştırma’nın genel amacı, çocuk istismar ve ihmalinin tanılanmasında ve önlenmesinde önemli rolü olan aile hekimleri, hemşire ve ebelerin konuya ilişkin bilgi düzeyleri ve farkındalıklarını değerlendirmektir.

Bu araştırmada elde edilecek veriler ışığında, aile hekimleri, hemşire ve ebelerin perspektifinden daha derinlikli değerlendirme yapılarak bu hizmetin işleyişine katkıda bulunmanın önemli olduğu düşünülmüştür.

Çalışmaya katılan aile hekimlerinin;

  • %60.0’ı erkek; %40.0’ı kadındır.

  • %86.2’si evli, %13.8’i bekardır.

  • Çoğunluğu (%55) 40 yaş ve üzeri grupta yer almaktadır.

  • Meslekte çalışma sürelerine bakıldığında çoğunluğu (%63.7) 11 yıl ve üzeri çalışmaktadır.

  • %80’i öğrenimleri sırasında çocuk ihmali ve istismarı konusuna ilişkin bilgilendirildiklerini belirtmişlerdir.

  • Mezuniyet olduktan sonra çocuk ihmali ve istismarı konusuna ilişkin bilgilendirilme durumları incelendiğinde %80’i konu ile ilgili bilgi aldıklarını belirtmişlerdir.

  • Aile hekimleri, hemşire ve ebelerin sosyodemografik özellikleri (cinsiyet, yaş, medeni durum, meslekte çalışma süreleri) ile Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerini Tanılama Ölçeği puanları arasında fark var mıdır?
  • Aile hekimleri, hemşire ve ebelerin öğrenimleri sırasında/mezuniyet sonrası çocuk ihmali ve istismarına ilişkin eğitim alma durumları ile Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerini Tanılama Ölçeği puanları arasında fark var mıdır?
  • Aile hekimleri, hemşire ve ebelerin vaka ile karşılaşma durumu ile Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerini Tanılama Ölçeği puanları arasında fark var mıdır?
  • Aile hekimleri, hemşire ve ebelerin çocuk istismarı ve ihmaline ilişkin zorlandıkları durumlar ile Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerini Tanılama Ölçeği puanları arasında fark var mıdır?
  • Aile hekimleri, hemşire ve ebelerin çalıştıkları kurumda konu ile ilgili prosedür varlığı ile Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerini Tanılama Ölçeği puanları arasında fark var mıdır?

ARAŞTIRMADA YANITLANMASI GEREKEN SORULAR

GİRİŞ

ÖNEMLİ TANIMLAR

Çocukları şiddetten korumada hekimler başta olmak üzere diğer sağlık çalışanları ve pek çok meslekten insanların çabası gereklidir.

Çocuk istismarının tanı ve tedavisinde etik, ahlaki ve yasal yükümlülükleri olan hekimlerin çocuk istismarının bulgu ve belirtilerini çok iyi bilmeleri erken tanı açısından çok önemlidir.

Hekimlerin çocuk istismarını tanımaları, istismarın mortalite ve morbiditesini azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda etkili koruma olanağı yaratacaktır.

  • Aile hekimleri ile hemşireler ve ebelerin Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerini Tanılama Genel Ölçek puan ortalamaları arasında fark var mıdır?
  • Aile hekimleri ile hemşire ve ebelerin Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerini Tanılama Ölçeği alt ölçek gruplarından istismarın çocuk üzerindeki fiziksel belirtileri puanları arasında fark var mıdır?
  • Aile hekimleri ile hemşire ve ebelerin Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerini Tanılama Ölçeği alt ölçek gruplarından istismarın çocuk üzerindeki davranışsal belirtileri puanları arasında fark var mıdır?
  • Aile hekimleri ile hemşire ve ebelerin Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerini Tanılama Ölçeği alt ölçek gruplarından ihmalin çocuk üzerindeki etkileri puanları arasında fark var mıdır?
  • Aile hekimleri ile hemşire ve ebelerin Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerini Tanılama Ölçeği alt ölçek gruplarından istismar ve ihmale yatkın ebeveyn özellikleri puanları arasında fark var mıdır?
  • Aile hekimleri ile hemşire ve ebelerin Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerini Tanılama Ölçeği alt ölçek gruplarından istismar ve ihmale yatkın çocuk özellikleri puanları arasında fark var mıdır?
  • Aile hekimleri ile hemşire ve ebelerin Çocuk İstismarı ve İhmalinin Belirti ve Risklerini Tanılama Ölçeği alt ölçek gruplarından çocuk istismarı ve ihmalinde aile yapısı ile ilgili özellikler puanları arasında fark var mıdır?

GİRİŞ

İÇERİK

Çocuğa yönelik kötü muamele ya da çocuk istismarı insanlık tarihi kadar eski, bir o kadar bilinen ancak ortaya çıkarılan sayısı kadar çıkarılmayanları da olan, sosyal ve tıbbi bir sorundur.

Çocukluk çağı travmaları içinde çocuk istismarı yinelenebilirliği, çocuğa genellikle en yakınları tarafından yapılıyor olması sebebiyle tanılanması ve tedavi edilmesi en zor olan travma şeklidir (Ovayolu ve ark 2007).

  • GİRİŞ
  • ÖNEMLİ TANIMLAR
  • ÇALIŞMANIN AMACI
  • YÖNTEM
  • BULGULAR VE TARTIŞMA
  • SONUÇ VE ÖNERİLER

AİLE HEKİMLERİ, HEMŞİRE VE EBELERİN ÇOCUK İSTİSMARI VE İHMALİ KONUSUNDA FARKINDALIK DÜZEYLERİ:

BURDUR ÖRNEĞİ

Danışman

Prof. Dr. Aliye MAVİLİ

Hazırlayan

Gülnihal TÜRKER

Learn more about creating dynamic, engaging presentations with Prezi