Introducing
Your new presentation assistant.
Refine, enhance, and tailor your content, source relevant images, and edit visuals quicker than ever before.
Trending searches
Jan Van DIJK
Jan Van Dijk, yeni medya çalısmalarıyla bilinen bir iletisim bilimcisi ve sosyologtur.
Hollanda'da, Twente Üniversitesi'nde Iletisim Bilimleri Profesörüdür.
Enformasyon Toplumu Sosyolojisi üzerine calısmalar yapmaktadır.
Avrupa Komisyonu ve Hollanda'da pek çok bakanlık, hükümet kurumları ve belediyeler için danısmanlık da yapmaktadır.
Kisisel web sitesi: https://www.utwente.nl/en/bms/vandijk/
Ag Toplumu (1999, 2006, 2012)
Dijital Demokrasi: Teorik ve Pratik Meseleler (2000)
Derinlesen Bölünme, Enformasyon Toplumunda Derinlesen Bölünme (2005)
Örgütlerde Bilgi ve Iletisim Teknolojileri (H. Bouwman ve digerleri ile birlikte) (2005)
Dijital Beceriler, Enformasyon Toplumunun Anahtarı (2014) Alexander van Deursen ile
İLETİŞİM DEVRİMİ
Gündelik hayatımızı devam ettirmek için eskiden yollara, elektrik kablolarına, su kanallarına, posta kutularına, kanalizasyona ihtiyacımız vardı. Artık elektronik iletişim ağlarına da ihtiyacımız var.
Dijk, 21. Yüzyıla “ağlar çağı” adını veriyor. Ona göre ağlar, toplumumuzun sinir sistemi haline gelmektedir.
Gelişen enformasyon teknolojisi karşısında toplumumuzda hangi temel değerler risk altında?
Uzam ve zaman koordinatlarında temel değişiklikler meydana gelir. (yani, iletişim aracı belli bir yerde sabit bir iletişim şekli sunabileceği gibi birkaç yer arasındaki iletişimi de sağlayabilir.)
Medya mekanlar arasındaki boşluğu kapatmamızı sağladığı gibi zamansal boşluğu da kapatabilir. İlk iki iletişim devriminden örnek verecek olursak; uzak mesafelere duman, davul ve ateşle sinyal göndermek ve farklı yerler arasında köprü oluşturmak için elçiler göndermek. Öte yandan, iletişimin zaman boyutu mağaraya çizilen resimlerle de aşılmıştır. Daha sonraki nesillere miras kalmıştır.
Bir sonraki iletişim devrimi (en önemlisi) insanın hem uzam hem de zaman kısıtlamasını aşmayı başardığı yazının icadıdır.
Bizim esas konumuz olan yeni medya da bir yapısal iletişim devrimi olmakla beraber; uzam ve zamanda sabitlenmiş / uzam ve zaman arasında köprü kuran iletişim araçları şeklinde yapılan ayrımı bitirmiştir. Çünkü yeni medya hem çevrimiçi olarak hem de çevrimdışı olarak kullanılabilir. Yeni medya internet, bilgisayarlar, tabletler, akıllı telefonlar ve e kitap okuyucular gibi iletişim araçlarından oluşur. Çevrimiçi ve çevrimdışı kullanabilme imkanımız vardır. Yeni medya iletim bağlantıları ve ayrı cihazlara yüklenebilen metin, veri, görüntü ve sesle dolu yapay hafızaların birleşimidir. Bu yüzden bu zamana kadarki medya tarihi tanımlarının (devrim şemasının) dışına çıkmak gerekir.
Yeni medya hem belli bir zaman ve uzama bağlı geleneksel sosyal çevrelerde hem de zaman ve uzamı birleştiren çevrimiçi ortamlarda kullanılabildiği için yeni araçsal özellikler ortaya çıkarmıştır.
Teknik iletişim devriminde bağlantılar, yapay hafızalar ve hafızaların içeriğinin yeniden üretilmesi kökten bir değişim yaratmaktadır. Matbaanın icadı, metnin çoğaltılması açısından bir devrimdi. Kablo ve havadaki sinyaller aracılığıyla uzun mesafeli bağlantılar icat edildi. Sırasıyla fotoğraf, film, gramafon kaydı, ses kayıt bantları vs. gibi analog yapay hafızalar teknik iletişim devrimlerindendir.
En yakın dönemde gerçekleşen teknik iletişim devrimi ise, dijital yapay hafızalar ve dijital iletim ile tanımlanmaktadır. Bu bağlamda da dijital devrim tanımını kullanmak uygundur. (Digital revolution) bu aşama tahminen 2040’a kadar sürecek. Yeni medyanın yükselişi ikinci bir iletişim devrimini oluşturmaktadır.
Şu anda yaşadığımız bu dijital devrimin özü, zaman ve mekanı önemsiz hale getirdiği için ya da dünya küresel köye dönüştüğü için diye değil tamamen bütünleşme ve etkileşim gibi yapısal terimlerle ve yeni medyanın belirleyici özellikleri olan dijital kod ve hiper metin gibi teknik terimlerle açıklanabilir.
Ağ toplumu nedir? Enformasyon toplumu, ağ toplumu ve kitle toplumu tanımları
İNTERNET VE YENİ MEDYANIN TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ DEVRİMSEL DEĞİL ESASEN EVRİMSELDİR.
ENFORMASYON TOPLUMU: Tarımsal ve endüstriyel sektörler de dahil olmak üzere tüm değer ve sektörleri giderek enformasyon üretimi ile tanımlanan bir ekonomi. Tamamı bilgi işlem görevlerine dayanan bir emek piyasası, kendi işaretleri, sembolleri ve anlamları olan medya ve enformasyon ürünlerinin hakim olduğu bir kültür.
Enformasyon toplumu içerik üzerinde dururken ağ toplumu kavramı modern toplumun biçim ve örgütlenmesine yoğunlaşmaktadır.
AĞ TOPLUMU: Sosyal ve medya ağlarından oluşan bir altyapının toplumun her seviyesindeki örgütlenme tarzını belirlediği modern bir toplum türü olarak tanımlanmaktadır. Bu ağlar giderek artan biçimde toplumdaki bireyler, gruplar ve örgütler gibi parçaları birbirine bağlamaktadır. Batı toplumlarında ağ toplumunun temel birimi bireylerin ağlarla birbirine bağlanması iken, Doğu toplumlarında temel birim halen ağlar tarafından birbirine bağlanmış gruplardır. (aile, topluluk)
KİTLE TOPLUMU: Gruplar, örgütler ve topluluklardan oluşan alt yapının toplumun her seviyesindeki (bireysel, grup/örgütsel ve sosyal) örgütlenme biçimini belirlediği modern toplum türü. Bu toplumun temel birimleri bireyleri örgütleyen nispeten geniş kitlelerdir.
1. Bireysel ilişkiler seviyesi: sosyal ağ oluşturmanın genel anlamıyla örtüşen bir seviyedir. Birey olarak aile üyeleri, arkadaşlar, tanıdıklar ve komşular gibi kişilerle bağ kurarız. Şu anda bu seviye internet (eposta), mobil ve telefon ağları ile desteklenmektedir.
2. Grup veya örgütsel ilişkiler seviyesi: bireyler geçici ve gevşek (yani proje takımları, eposta listeleri ve whatsapp grupları gibi) gruplaşmalar kurarlar. Sürekli ve sabit olanlar ise şirketler ve kurumlar gibi kolektif birimlerdir. Geçici tüm gruplaşmalar telekomünikasyon ve bilgisayar ağları tarafından desteklenir. Bu gruplar sanal örgütlenmeler haline gelebilir.
3. Sosyal ilişkiler seviyesi: bireyler, gruplar ve örgütler sosyal ve medya ağları üzerine kurulu ve bunlarla birbirine bağlanan bir toplumu şekillendirirler.
4. Küresel ilişkiler seviyesi: toplumlar ve uluslararası kuruluşlar dünyasındaki ilişkilerdir. Artık küresel ağ çağına girmiş bulunmaktayız.
Ağların ne olduğunu ve nasıl hareket ettiğini bilmek için yapısal özelliklerini bilmek gerekir.
1. Ağ eklemleme kanunu: Ağ toplumunda sosyal ilişkiler, birbirlerine bağladıkları sosyal birimlere kıyasla daha fazla tesirlidirler. Toplumun tüm alt sistemlerinde ilişkiler yüzeye çıkmaktadır.
2. Ağların dışsallığı kanunu: Ağların dışındaki şeyler de insan üzerinde tesirlidir. Ağa ne kadar çok kişi katılırsa diğerlerinin de katılma oranı o kadar artar. Bir baskı oluşur.
3. Ağ genişlemesi kanunu: Web gibi ağlar büyüdükçe, aşırı büyük hale gelirler. Ağ birimleri görünmez olurlar ve artık birbirlerine erişemezler. Bu problemi çözmek için arama motorları, portallar ve sosyal paylaşım siteleri gibi aracılar gerekir.
4. Küçük dünyalar kanunu: Büyük ölçekli ağlarda pek çok birim komşu değildir ancak birbirlerine küçük bir dünya oluşturacak biçimde birkaç adımda ulaşabilirler. Bu birkaç adım aslında Stanley Milgram’ın altı derecelik ayrılık gözlemidir. Buna göre mevcut sosyal ağlar sayesinde altı adımda diğer bir kişiye bağlanabiliriz.
5. Dikkatin sınırlılığı kanunu: Bir ağ içerisindeki herkes, ağdaki diğer herkese bağlanıp iletişim kurabildiği için bir süre sonra alıcıların okumak, görmek açısından zamanları daralır ve dikkatleri sınırlanır. Web’de ne kadar çok insan yazar ve üretirse, okuyucuların sayısı o kadar azalır. İnternette konuşmak kolaydır ama sesini duyurmak o kadar da kolay değildir. Burada önemli bir kavram olan “Google-arşi” den bahsediliyor. Arama yaptığımızda en popüler olanlar ilk sırada çıkıyor. Böylece zaten popüler olanlar daha da popüler hale gelir.
7. Eğilimleri güçlendirme kanunu: Ağlar mevcut sosyal ve yapısal eğilimleri güçlendiren ilişkisel yapılardır. Bilgisayar teknolojileri kullanıldığında bunlar eğilimleri güçlendirici araç görevi görmektedir.
6. Ağlardaki güç kanunu: örneğin internetin belirli bir düğüm noktası sayısı yoktur. Her bir kullanıcı, diğer tüm kullanıcılara bağlı değildir bu yüzden dağılım da normal değildir.
Ağ toplumu ve ikinci iletişim devriminin teknik temelleri, hepsi 20.yy ikinci yarısında ortaya çıkmış 5 adet devrim niteliğinde gelişmeyle atılmıştır.
1. Mikro-elektronik
2. Dijitalleştirme
3. Depola ve ilet ilkesi
4. Katmanlı örgütlenme
5. Yeni bağlantılar
Tarihte ilk defa toplumdaki tüm aktiviteleri birbirine bağlayan tek bir iletişim altyapısına sahip olacağız. Çevrimiçi ve çevrimdışı iletişim her türlü birbirine bağlanacak.
3 çeşit iletişim türünün (telefon, bilgisayar, veya radyo televizyon) veri ve kitle iletişiminin kademeli olarak bütünleşmesi anlamına gelir. Bu süreç telekomünikasyonun dijitalleşmesiyle başlamıştır. Bu tür iletişimde konuşma ve metinler, bir merkezi santral ekipman kullanarak daha uzak mesafeler üzerinden değiş tokuş edilir.
minyatürleşme gömülü teknolojiyi mümkün kılar. Gelecekte hem insanlar, hem de insanlara ait fiziksel nesnelerde bilgi işlem ve iletim teknolojileri kullanılacaktır. Bugün kullandığımız buzdolabının, saatin, arabaların içerisinde sinyal gönderen gömülü teknolojiler mevcuttur. Norman (1999)’a göre, enformasyon aygıtları görünmez bilgisayar görevi görecektir. Gömülü teknoloji, ağ oluşturma ölçeğinin inanılmaz derece genişlemesi anlamına gelir. Böylece sadece insanlar değil insanların müdahalesi olmadan da sinyal değiş tokuşu yapabilen nesneler de birbirine bağlanmış olacaktır. (nesnelerin interneti)
nesnelerden insan vücuduna ve beynine kadar her yerde yerleşik, aklımızın alabileceği en küçük çip, bilgisayar ve iletişim cihazlarını ortaya koyacaktır. Belki çipler insan hücrelerine bağlanacaktır. Böylece nanoteknoloji ve biyoteknoloji 21.yy ilk bölümünde birleşeceklerdir. Ağ oluşturma açısından minyatürleşme birbirine bağlanan olası eleman veya birimlerin giderek küçülmesi anlamına gelir. Yeni medya minyatürleştikçe araçlar daha kolay bulunacak ve her yere taşınacaktır. Sosyal ve medya ağları tamamen birbirine entegre olarak bu kitabın da ana temasını oluşturan ağ toplumunu oluşturacaktır.
Tarihte ilk defa toplumdaki tüm aktiviteleri birbirine bağlayan tek bir iletişim altyapısına sahip olacağız. Çevrimiçi ve çevrimdışı iletişim her türlü birbirine bağlanacak.
Bu eğilim, bilgisayar ve internet kullanımını merkezsiz hale getiren diğer tüm eğilimlere terstir. Çünkü bulut bilişim, depolanan tüm verileri içeren merkezi sunucu bulutlarında merkezileştirir. Artık masaüstü bilgisayarlar yok olmakta ve bilgi işlem özelliğinden yoksun kalarak sadece internet tarayıcısı içermektedirler. Microsoft, Google, Yahoo gibi şirketler bulut depolama hizmeti vermektedir. Buradaki en büyük dezavantaj, şirketlerin ve bireysel kullanıcıların kendi verileri üzerindeki kontrollerini kısmen kaybetmeleridir.
1990’lardaki multimedya bilgisayar gücü, ve uygulamaları kademe kademe kablo ve ardından da hava aracılığıyla genişbant teknolojisiyle genişlemiştir. Genişbant teknolojisi bilgisayar ve ağların günlük kullanımda büyük bir etkiye sahiptir. 2000 senesinden sonra bilgisayar ve internetin günlük kullanımda iç içe geçmesi ve genişbantın her zaman açık olma özelliği ile, insanların artık bağlantı sürelerinin maliyetleri konusundaki endişeleri ortadan kalkmıştır. Bu bağlantıyı günde en az on farklı uygulama için kullanan “genişbant seçkinleri” kavramı ortaya çıkmıştır.
: veri iletiminde bilgisayar kabloları yerini mobil ya da diğer alanlarda kablosuz bağlantılara bırakmaktadır. Yüksek hızlı kablo bağlantılarına kıyasla kablosuz iletişimin kapasitesi hala sınırlıdır. Diğer bir kısıt ise havadaki frekansların yetersizliğidir.
EKONOMİ
Genel arkaplan
1
2
Yaşam standartlarının yükselmesiyle iş bölümü ve organizasyonlar karmaşıklaştı, üretim süreçlerinde ölçekler genişledi ve artık gelişmiş ekonomilerde enformasyon ve iletişim araçlarına duyulan talepler var. İletişim araçları için talep son 30 yılda hızla arttı. Dolayısıyla bu devrim sadece toplum, ekonomi ve kültürdeki genel eğilimlerle açıklanamaz.
1. Bürokratik örgütlenme
2. Yeni bir iletişim ve ulaşım altyapısı
3. Kitle iletişimi ve kitle araştırmaları
1. Esnek ağ örgütlenmesi
2. Yeni taşımacılık ve iletişim altyapısı
3. Parçalara ayrılmış ve kişiselleştirilmiş iletişim
Yeni bir ekonomi mi? Ağ ekonomisini, enformasyon ekonomisi ile birlikte tanımlar.
Enformasyon ekonomisinin en önemli özelliği enformasyonun bir deneyim malı olmasıdır. Bu malı almaya değer bulmak için faydalı bir enformasyon içermesi ya da birinin bu malın önceden tadına bakmış olması ve hakkında bir şeyler biliyor olması gerekir. Üretici, malı kaybetmeden alıcıya satıp gönderebilir bu sebeple enformasyon, özel bir üründür. Dijital biçimde olduğu için kopyalanması kolaydır. Buda bugün dijital ortamdaki fikri mülkiyet haklarının korunması tartışmalarını başlatmıştır.
Diğer özellikler ağ ekonomisine aittir; kısmen bağdaşık ve birbiriyle bağlantılı unsurlardan oluşan bir sistemdir. Ağlar cihazları (düğüm noktaları ve terminalleri), bağlantıları ve içerideki enformasyon akışlarını bir araya getirerek sistemler oluştururlar. Kullanıcılar, kullandıkları sistemleri değiştirmek istediklerinde “yüksek ürün değiştirme maliyeti” ödemek zorunda kalırlar. Örn: microsoft’tan apple’a geçmek tüm programların, dosyaların ve işletim becerilerinin değiştirilmesi anlamına gelir.
Bir diğer özellik ise, ağın dışsallığı kanununa ait olan ağın etkilerinin var olmasıdır. Örn: bir ağa ne kadar çok birim veya insan bağlanırsa ağ o kadar ucuz ve etkin hale gelir. Yeni bir iletişim aracı “yeterli çoğunluk” adı verilen aşamaya ulaştığında tüm potansiyel kullanıcılar o araca bağlanana kadar yayılmaktadır.
İnternet üzerinde bir kontrol mücadelesi var ve bu mücadelenin tarafları olan şirketler var. Bunun son halkası ise tüketici.
Ağların kırılganlığı
Medya ağları giderek bağımlı hale geldiğimiz kırılgan bir teknolojidir. Ağ arızalarını, siber savaşları ve ağ savaşlarını önlemek çok zordur. Önlemlerin alınması kaçınılmaz olarak ağ özgürlüğünü azaltacaktır.
Şu anda herkes bilgisayar ağlarında bir şeylerin ters gidebileceğini biliyor. Hacklenme, virüs girmesi, siber suç, özel hayatın gizliliğinin kırılması gibi birçok olay duyuyoruz. Ağların kırılganlığı sorununu sadece teknik güvenlik açısına indirgenmesi dikkate değerdir. Aslında büyük hasarlar teknik hatalar değil insan hataları sonucunda oluşur.
Ağlar kendi kırılganlıklarını arttırabiliyorlar. Örneğin büyüklük bir ağın en önemli özelliğidir. Ağın gücünü ve kapsamını belirler. Ama aynı zamanda büyüdükçe daha zor kontrol edilir oluyor ve bir şeylerin ters gitme ihtimali artıyor.
Yani ağ, en zayıf halkası kadar kuvvetlidir.
Ağların kırılganlığı ordu ve güvenlik kurumları tarafından uğruna mücadele edilen bir kavramdır. Bu kurumlar ağ savaşları ve casusluk deneyleri yapan diğer ülkelerin zayıf halkalarını yakalamaya çalışırlar. Aynı şekilde kendi ağlarını da güçlendirmeye çalışırlar. Toplum, ağlara o kadar bağımlı hale gelmiştir ki; siber saldırılar çok önemli altyapılara hasar vereblir. Elektrik, su tedariği, nükleer santraller ve iletişim ağları gibi sistemlerin tamamı aksamalara açıktır. Neyse ki şu ana kadar bir siber savaş çıkmamıştır.
Bu tarz saldırılar şu anda internetin kırılganlığı sebebiyle en sık karşılaşılan saldırı biçimidir.
Hackerlar genellikle hükümetlerin ve şirketlerin web sitelerine “Dağıtık Hizmet Aksatma” saldırısında bulunurlar. Bu saldırı türü şöyle işler; çoğunlukla fark edilmeyen, kötü amaçlı yazılımların bulaştığı ve birbirine bağlı binlerce bilgisayardan oluşan “botnet” ağının sürekli belirli bir siteye erişim sağlamaya çalışarak siteyi durma noktasına getirmesi.
Bu durumda “hacktivizm” terimi de kullanılmaktadır. İkinci sık rastlanan amaç ise, hackerların sitelerin güvenliklerinin kötü olduğunu vurgulamak istemeleridir.
Üçüncüsü ise; suç amaçlıdır. Şantaj, değerli bilgilerin yahut paraların çalınması gibi amaçlar olabilir.
1980’lerde ve 1990’larda İnternet’in yükselişi Berlin Duvarı, komünizm ve Üçüncü Dünya’daki diğer demokratik olmayan sistemlerin çöküşüyle aynı zamana denk gelir. O zamanlar demokratik muhalefet uluslararası uydu televizyonu, telefon, videokaset, faks ve bilgisayar gibi eski medyadan kaynaklanıyordu. İfade özgürlüğü için çok fazla potansiyele sahip internetin demokratik araçların zirve noktası olarak görülmesi şaşırtıcı değildir.
Tek taraflı değil, interaktif bir araç
Herkes için eşit bir platform
5
Ürünleri çevrimiçi oluşturabileceğimiz bir ağ aracı
İzleyici, dinleyici ve kullanıcıyı katılımcıya çeviren aktif ve yaratıcı bir ortam
Bireysel kullanıcıların, politika ve medyanın merkezinde olan biteni saptayabilmesini sağlayan doğrudan bir araç
Bu bölüm internet hakkındaki en önemli 3 hak ve mevzuatı inceliyor.
Çokça sorunlar var çünkü hukuk ve adalet tarihteki her dönemde yeni teknolojilerden geri kalmıştır. Yasalar da yetersiz kalmaktadır.
Ağların Çökerttiği Hukuk
Kapsamı: vatandaşların enformasyon ve iletişim özgürlüğü demokratik devletlerin anayasaları ve insan hakları beyannamesi gibi uluslararası beyannamelerle belirlenir. Pek çok anayasada bu özgürlük, hükümetlerin sansür yasaklarıyla kısıtlanmıştır.
Bu özgürlük mutlak değildir. Enformasyon ve iletişim özgürlüğü hakkı birey ve devlet özerkliği söz konusu olduğunda mutlak değildir. Bireysel seviyede bir kişinin ifade özgürlüğü ve ifade alma özgürlüğü diğer bir kişinin özel hayatının gizliliği, güvenlik, kimlik, haysiyetini ve kişisel maddi çıkarlarının başladığı yerde sona erer.
Enformasyon ve iletişim özgürlüğü mülkiyet hakları ile çatışmaktadır. Bir açıdan insanlar enformasyonu kişisel çıkarlar için kullanılamayacak bir sosyal ürün olarak görmektedir. Öte yandan enformasyon modern ekonomide en önemli ekonomik ürünlerden biri haline gelmiştir.
Bilginin üretimi, dağıtımı ve kullanımına kıyasla daha büyük yatırım gerektirir. Bilgi maddi bir mal değildir bu sebeple herkes bilgiyi edinebilir ve ağlar da bunu destekler. Bilgi hem bireysel hem sosyal bir emeğin sonucudur ama ağlar bilgiyi ulaşılabilir kılar ve dolaşıma basitçe sokar.
Fikri mülkiyet hakları 3 temel parçadan oluşur: eser sahibinin hakkı, yayınlama ve ürünü çoğaltma yani telif hakkı, dağıtım hakkı.
Uluslararası seviyede özel hayatın gizliliği maddesine pek çok anayasada yer verilir. OECD ve Avrupa Konseyi tarafından 1980’de oluşturulan mevzuatın önemli 4 ilkesi şunlardır:
Kullanım kısıtlama ilkesi: verilen amaç için mümkün olan en az derecede kişisel verilerin toplanılması ve kullanılması.
Amacı spesifikleştirme ilkesi: Kişisel veriler sadece belirgin bir amaçla toplanıp işlenebilir.
Nitelik: kişisel veriler doğru, tam ve güncel olmalı. İyi korunmalı
Şeffaflık ve açıklık ilkesi: ilgili kişilerin kişisel verilerinin hangi amaçla toplandığı detaylıca açıklanmalı.
SOSYAL YAPI
AĞ TOPLUMUNDA UZAM VE ZAMAN
1
2
Uzam ve zamandan daha temel bir boyut olabilir mi? bu boyutlar bireysel veya sosyal ilişkilerin hüküm sürdüğü sosyal yapılarla bağlantılıdır. Örneğin uzam küreselleşince, küçük bireysel ilişkilerden yayılmış sosyal ilişkilere geçtik. Bunun bir diğer örneği ise küresel köy kavramı olabilir. Mesafe ve zaman artık anlamsızlaşmıştır. Bu da yeni sosyal yapıları beraberinde getirmiştir.
Tele çalışmada çalışılan şirkette kariyer yapma ihtimali neredeyse yoktur. Şirketler tarafından daha az korunurlar. Eğitimli profesyoneller genellikle ekstra ücret almadan çalışırlar. Yönetim ve diğer çalışanlarla kısıtlı iletişimleri vardır. Tele-iş yapmak işi diğer ev işlerinden ayırmayı zorlaştırır.
Uzaktan eğitimde ulaşıma az zaman harcanır. Kendi gününü planlayabilmek ve faaliyetleri birleştirebilme olasılığı doğar. Her ne kadar diğer öğrenciler ve hocayla mail yoluyla haberleşilse de daha çok bireysel biçimde ders çalışma vardır. Bağımsızlık hissi, öğrencide öz-disiplini sağlayamamaya sebebiyet verir. Öğretmen-öğrenci etkileşiminin kalitesi ciddi şekilde düşer.
Sosyal medya hem bireysel hem de sosyal dünyaları birbirine bağlar ve kişilerarası kitle iletişiminin bir bileşimini sunar.
Dijk’e göre sosyal medya bir şeylerin paylaşılmasını sağlayan internet uygulamalarıdır. Mesaj, fotoğraf, veri, metin vs. bu geniş mesaj çeşitliliği medya zenginliklerine göre ayrıştırılabilir. Örn: 3 boyutlu oyun avatarları, düz bir metinden daha zengin bir medya içeriğidir.
Ağ bireyselleşmesinin ifadesi olarak sosyal medya
Geribildirim alsalar da almasalar da tüm sosyal medya kullanıcılarının amacı sosyal olmaktır. Bunu ağ bireyselleşmesi olarak tanımlıyor Dijk. Sosyal medya bariz biçimde sosyal bir yönelime sahiptir. İnsanlar giderek daha da tek başına paylaşım yapmaktadır ancak çevrimiçi olarak coğrafi anlamda yayılmış ilişkiler kurabilirler. Tamamen sosyalleşebilirler.
Kişiler arası ve kitle iletişimi arasında kalan sosyal medya
Sosyal medyanın en çarpıcı özelliklerinden biri de kişiler arası ve kitle iletişimi arasındaki ayrımları belirsizleştirmesidir. Bir blog yazısı yayınlamanın ya da tweet yazmanın amacı kişisel bir günlük de olabilir, bir yayın yaratmakta olabilir.
Sosyal medyanın geciken ortaya çıkışı
Sosyal medyanın yükselmesi sürpriz değildir, esas olan yükselişin bu kadar uzun sürmüş olmasıdır. Bunun sebeplerinden ilki yeni bir araç olması ve onu öğrenmenin zamanla gerçekleşeceğidir. Sosyal medyanın yükselmesinin sebebi ise insanların ihtiyacına dayanmasıdır. Rogers’ın yeniliklerin yayılması teorisine göre sosyal medyanın mucitler tarafından yapılmış bir yenilik olması ve eski teknolojilere kıyasla pek çok avantajı vardır bu sebeple hızla yükselmiştir. Yükselişinin diğer sebebi ise ağların dışsallığı kanununa uymaktadır.
Kültür bir grup insan tarafından paylaşılan değerler, ifadeler ve insan yapımı eserlerin bir setidir. Kültür hem sürekli yapım halinde olduğu için yaratıcı bir süreçtir hem de ürün veya eser biçiminde ortaya çıkan bir sonuçtur. Dijital kültür hem bir yaratıcı süreç hem de dijital medya aracılığıyla oluşturulan bir dizi ürün anlamına gelir. Siber-kültür de denmektedir.
PSİKOLOJİ
Yeni medya ile birlikte, doğrudan deneyimden dolayımlanmış algıya doğru bir süreç söz konusu oldu. Birebir deneyimin yerini araç kaynaklı algı aldı.
Deneyimleyerek eylemsel öğrenmeden, sembol sistemleri ve görsel modeller aracılığıyla öğrenmeye geçildi.
Yeni medyanın gelişiyle birlikte metin, görsel-işitsel, ikonik (imgeler) ve mantıksal-matematiksel(yazılım) gibi iletişim modları güçlenmiştir.
Kitabın ilk çıkarımı modern toplumların bir ağ toplumuna dönüşme sürecinde olduklarıdır. Ağ toplumu da ilişkili bir kavram olan enformasyon toplumuna dönüşmektedir. Kitle toplumundan ağ toplumuna doğru bir dönüşüm içerisindedir.
Ağların ve web’in kanunları değişime açıktır. Bu yapılar insan tarafından inşa edilmiş ve insanlar tarafından bu yapılara anlam yüklenmiştir. Örneğin “arkadaş” kelimesinin ne olduğunu biz tanımlamaktayız. Google’daki sıralamaları esas niyetlendiğimizden farklı kullanarak Googlearşi’nin güç kanunlarını değiştirebiliriz.