Introducing 

Prezi AI.

Your new presentation assistant.

Refine, enhance, and tailor your content, source relevant images, and edit visuals quicker than ever before.

Loading…
Transcript

GENÇ WERTHERİN ACILARI

JOHAN WOLFGANG VON GOETHE

HAYATI

Johann Wolfgang Von Goethe, Alman hezarfen; edebiyatçı, siyasetçi, ressam ve doğabilimcidir. Aynı zamanda çeşitli doğa bilimleri alanlarında araştırmalar yapmış ve yayınlar çıkarmıştır. 1776 yılından itibaren, Weimar dukalığının bakanı olarak çeşitli idari ve siyasi görevlerde bulunmuştur.

ÇOCUKLUĞU

Johann Wolfgang von Goethe, 28 Ağustos 1749 tarihinde, Frankfurt Großer Hirschgraben caddesindeki bugünkü Goethe Evi’nde (Goethehaus) dünyaya gelmiştir. Babası Johann Caspar Goethe (1710 -1782), bir hukukçu olmasına rağmen, mesleğini icra etmemiş, fakat oğluna da, maddi sıkıntı çekmeden bir hayat sağlayan imkânlarıyla yaşamını sürdürmüştür. Araştırmacı ve geniş bilgiyle donatılmış bir kişiliğe sahip olan Caspar, bununla birlikte, aile içi problemlerle de yılmadan savaşacak kadar güçlü ve azimli idi.

1

‘Textor’ soyadı ile doğmuş olan Goethe’nin annesi Catherina Elisabeth Goethe (1731 -1808) ise, Frankfurt’un varlıklı ve tanınmış ailelerinden birindendir. Hoş sohbetli ve hayat dolu olan Catherina Elisabeth, 38 yaşındaki hukukçu Goethe ile hayatını birleştirmiştir. Johann Wolfgang’dan sonra dört çocuk daha dünyaya getirmiştir, fakat bunlardan sadece Goethe’den biraz daha genç olan kardeşi Cornelia hayatta kalmıştır. Goethe ile kızkardeşi arasında sağlam bir güven ilişkisi oluşmuştur

11

Goethe, babasından edindiği disiplin, ciddiyet ve akıl unsurunu, annesinden edindiği hayal gücü, anlatma zevki ve duygu unsurunu geliştirme fırsatı bularak, dengeli bir bütünlükten, henüz çocukluktayken nasibini almıştır. 1756’dan 1758 yılına kadar, bir devlet okulunda öğrenim görmüştür. Aydınlıkçı ve modern görüşleri olan Johann Caspar, oğluna, özel öğretmenlerin ışığında ve kendi yol göstericiliği doğrultusunda, küçük yaşlardan itibaren, oldukça iyi ve kapsamlı bir eğitim imkânı sağlamıştır. Goethe’nin çalışma takviminde, Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Latince, Yunanca gibi dil öğrenimlerinin yanı sıra, bilimsel konular, din ve çizim gibi alanlar da yer almıştır.

Ayrıca, çello ve piyano çalmayı, biniciliği, eskrimi ve dans etmeyi öğrenmiştir. Onu, özellikle görsel sanatlara yaklaştıran olay, Yedi Yıl Savaşları olmuştur. Avusturya – Fransa birliğinin Frankfurt’u işgal etmesinden hemen sonra, Goethe’lerin evi karargâh binası yapılmıştır ve küçük Goethe, güzel sanatlara düşkün komutanlar sayesinde, Fransız sanatıyla tanışma fırsatı bulmuştur.

111

Edebiyatla erken yaşta ilgilenmeye başlaması, annesinin gece anlattığı hikâyeler ve neşeli bir Luther - Protestan aileden aldığı İncil derslerinden ileri gelmiştir. Goethe, evde çok okuduğu için, babası ona yaklaşık 2000 ciltten oluşan bir kitaplık oluşturmuştur. Böylece Goethe daha çocuklukta Dr. Faust’un farklı hikâyelerini öğrenme imkânı bulmuştur.

GENÇLİK YILLARI

Goethe, babasının yönlendirmesi ile 1765 yılı ilkbahar aylarında, Leipzig’de hukuk öğrenimine başlamştır.Çok geçmeden zorunlu öğrenimini ihmal etmeye başlamıştır. Her ne kadar öğrencilerinin şiirsel denemeleri üzerinde çok durmasa da, Hıristiyan Fürchtegott Gellert’in derslerine katılmayı tercih etmiştir.

Leipzig

Frankfurt'tayken Antik sanat anlayışı ile yakınlaşmasına vesile olan ressam Adam Friedrich ile burada, Leipzig’de bizzat tanışması, hayatındaki önemli karşılaşmalardan biri olmuştur. O eser, buna ilişkin olarak, sanat anlayışı ve kabiliyeti konusunda Goethe’yi teşvik etmiştir ve Goethe, bir bakır ustasının yanında, oymacılık ve gravür tekniklerini öğrenme imkânı bulmuştur.

16 -17 yaşlarında olan Goethe, aynı zamanda, ailesinden uzakta özgürlüğün tadını çıkarmıştır. Auerbach lokantasında, arkadaşlarıyla akşamları vakit geçirmiştir. Goethe, ilk aşk macerasını,Leipzig günlerinde yaşamıştır.

Yaşadığı duygusal karışıklık, Goethe’nin yazı stilini etkilemiştir; daha önceleri , Rokoko kültürünün etkisi altında şiirler yazmıştır, bu yüzden şiirleri, üslup bakımından daha özgür ve daha coşkulu olmuştur.

1768 yılı Haziran ayında ağır şekilde hastalanan Goethe,eğitimini yazın daha rahat ve huzurlu bir ortamda sürdürebilmek için, 1770'te Frankfurt’a geri dönmüştür. Annesi ve kızkardeşinin bakıcılığında sağlığı iyiye gitmeye başlarken, aynı yıl, şiirlerinin bir araya getirildiği ‘Arnette’ adlı ilk şiir kitabını yayımlamıştır.

Goethe’nin hayati tehlikesi olan hastalığı, uzun bir istirahat dönemi gerektirmiştir ve Goethe’yi Piyetizm düşüncelerine itmiştir. Aynı zamanda Goethe, mistik ve alşimistik yazılar ve kitaplarla ilgilenmiştir. Buna bağlı olarak da, aynı dönemde, ilk tiyatro eseri olan Die Mitschuldigen komedisini ele almıştır.

Frankfurt ve Strasburg

Goethe, öğrenimine 1770 yılı Nisan ayında, Strasburg’da devam etmiştir. Bu defa kendini azimle, hukuk eğitimine vermiştir. Fakat kişisel hayatındaki bazı şahsiyetler için de zaman bulmuştur. Herder, Goethe’yi, Homer, Shekespeare, Ossian gibi yazarların kendilerine özgü dil kullanımlarına, ayrıca halk edebiyatına yönlendirmiştir ve Goethe’nin edebi gelişimine yönelik önemli etkilerde bulunmuştur. Daha sonra, Goethe’nin tavsiyesi üzerine Weimar hizmetine alınmıştır.

Sesenheim’da yaptığı bir gezinti esnasında, bir papaz kızı olan Friederike Brion’la tanışmış ve ona âşık olmuştur. Genç Goethe, Straßburg’dan ayrılışında bu ilişkiyi bitirmiştir ve daha sonradan Sesenheim Lieder olarak tanınacak olan, Friederike’ye dair yazdığı şiirler ise, “yeni bir lirik çağın” başlangıcı olmuştur. Bu şiirleri, Alman edebiyatında manzumenin ilk örnekleri arasında yerini almıştır.

Goethe, 1771 yazında, hukuk alanında doktora tezini yaparken, üniversite aynı zamanda ona, burs edinme olanağı sunmuştur.

6 Ağustos 1771’de “cum applaus”, yani “yüksek takdir” belgesi almıştır.Bu dönemde Gotik sanatla da ilgilenmiştir.

Straßburg Katedrali mimarı Erwin von Steinbach’ın üslubundan oldukça etkilenen Goethe, Gotik mimari tarzını, yazıya dönüştürmeye çalışmış ve Von Deutscher Baukunst (Alman Mimarisi Üzerine) adlı makaleyi ele almıştır.

Frankfurt’a dönüşünde Goethe,Weimar’a dönüşüne kadar dört yıl boyunca çalıştırdığı bir avukatlık bürosu açmıştır.1771 yılı sonunda ise, “Geschichte Gottfriedens von Berlichingen mit der eisernen Hand” adlı eserini kâğıda dökmüştür.Çalışmasından sonra, 1773’te Götz von Berlichingen adlı dramasını yayımlamıştır. Gelecek nesillere kalacak olan bu verimli eseri, çarpıcı bir rağbet görmüştür ve Fırtına ve Coşku döneminin temel yapıtı olarak kabul edilmiştir.

Fırtına ve Coşku dönemi

Schiller ve Goethe’nin dostluğu, beraberlikleriyle pekiştirdikleri sanatçı yönlerini daha da ileri taşımıştır.

Hatta denilebilir ki bu ikili, Kant’tan sonra katı Alman disiplini ve görev ahlâkının yerleşmesinde de oldukça etkili olmuşlardır. Daha sonra bu disiplin ve görev anlayışı Nietzsche tarafından çok eleştirilecektir.

Schiller ile Dostluğu

Schiller ve Goethe’nin Alman gençliği üzerinde çok etkili olduğu bir gerçektir. Goethe, gençlik yıllarında yazdığı “Genç Werther’in Acıları” adlı romanıyla gençlerde melankolik bir eğilim yaratmış. Schiller ise gençlik yıllarında yazdığı tiyatro eseri “Haydutlar” nedeniyle çok popüler olmuş, buradaki Karl karakterine özenen pek çok genç de haydut olma yolunu seçmiştir.

Goethe’nin fikir dünyasını derinden etkileyen Herder, Almanya’da o dönem çok moda olan “Sturm und Drang” (değişim fırtınası/tutkusu ) coşumcu akımının da öncüsü olmuştur.

Daha sonra Herder-Goethe ikilisi bu akımın öncüleri olurlar.Genç Schiller, bu akımın etkisinde olduğundan kendisi gibi düşünür ve şair olan Goethe’ye derin bir hayranlık duymaktadır. Bu nedenle onunla tanışmayı ve yakın olmayı hayal eder. 1787 yılında Weimar Dükü’nün kendisine önerdiği hukuk danışmanlığı görevini kabul etmesinin en önemli nedenlerinden biri de Goethe’ye yakın olmaktır.

1794 yazında Jena’da Doğa Bilimleri Kurumu’nun toplantısında karşılaşıncaya dek bu durum sürer. Çıkışta başlayan sohbet Schiller’in evinde devam eder. 6 yıllık bekleyişten sonra bu iki deha, birbirlerinden ayrılamayacaklarını o gün anlarlar. Schiller’in yazdığı içten mektuba Goethe, “Bu hafta kutlayacağım doğum günüm için bundan daha güzel bir hediye düşünemezdim,” der ve şöyle ekler: “Jena’da buluştuğumuz gün, bir çağ başlangıcıdır.”

Schiller, Goethe’yi şöyle anlatır: “Onun temaşa eden (seyreyleyen) bakışları şeylerin üzerinde öylesine sakin ve öylesine saf durmaktadır. Goethe, parçadan bütüne gitmek yerine önce zihinsel seyir ile bütünün birliğini (vahdet) kavrayıp sonra bu bütünün parçalarını anlamaya çalışır.”

Goethe, Weimar’da geçirdiği ilk on yıl içerisinde, dergilerdeki dağınık bazı şiirlerinden başka hiçbir şey yayımlamamıştır. Günlük işlerinin yoğunluğundan, ciddi edebiyat çalışmalarına çok az zaman ayırabilmiştir. Özellikle, saray festivallerinin düzenlenmesi ve tiyatro oyunları için çalışmıştır.

Edebiyat ve Doğa Bilimleri

Bu dönemin iddialı çalışmaları, Egmont, Tasso oyunları ile Wilhelm Meister adlı roman çalışmaları olmuştur. Bu oyunlardaki kadın figürleri ele alan Goethe, özellikle Antik Çağ’da Euripides’in de ele aldığı gibi, mitolojik kahraman ‘Iphigenie’ karakterinin bazı yönleri üzerinde durmuştur. Ayrıca Charlotte von Stein için yazdığı aşk şiirlerinin yanı sıra Erlkönig, Wanderers Nachtlied, Grenzen der Menscheit ve Das Göttliche gibi dönemin en tanınmış şiirleri ortaya çıkmıştır.

Goethe, 1780 yılında, sistematik olarak bilimsel doğa sorunlarını araştırmaya başlamıştır. Daha sonra bunları, madencilik, çiftçilik ve kömür işletmeciliği alanlarındaki sorunlarla resmi uğraşlarına uygulamıştır. 1784 yılında bu alanda, insandaki çene kemiğini keşfetmeyi başarmıştır. Aynı yıl içerisinde ise, Granit hakkındaki makalesini yazmış ve Roman der Erde (Yeryüzünün Romanı) başlıklı kitabını tasarlamıştır.

Goethe, 1786 yılında bunalıma girmiştir.Artık kendi ölçütlerinin neler olduğunu bilemeden, kendi kendisiyle çelişir hale gelmiştir. Bu durumu, İtalya’ya yapacağı bir seyahatle ortadan kaldırma yolunu seçmiştir.

Amacının ne olduğu bilinmeyen bu gizli seyahat, Goethe’nin görevinden istifa ederek, ancak gelirini kazanmaya devam etmek için Goethe’ye olanak sağlayan bir stratejinin parçası olmuştur.

İtalya Seyahati

Werther’in dünya çapında tanınan yazarı Goethe, toplumdaki sosyal kontrol olmadan, farklı şekilde hareket edemediğinden, takma bir adla seyahat etmiştir. Verona, Vicenza ve Venedig’deki ikametlerinden sonra, Kasım ayında Roma’ya gelmiştir.

İnsan anatomisi üzerine de kapsamlı çalışmalar yaparak, bilimsel teoriler ortaya atmıştır. Siena, Floransa, Parma ve Milano şehirlerine yaptığı seyahatlerin ardından, iki yıl sonra, Weimar’a geri dönmüştür.

Goethe, İtalya’da, Rönesans ve Antik dönemin yapı ve sanat çalışmalarını öğrenmiş ve onlara hayran kalmıştır, özellikle Raffael ve dönemin mimarı Andrea Pallodio’ya hayranlık duymuştur.

GOETHE aşka âşıktı… Daha çocuk sayılacak yaştayken kilisede gördüğü bir genç kıza tutulmuştu. O günden sonra da ölümüne kadar yeni yeni aşklar aradı. Hiçbir zaman da bir tek kadının aşkı ona yetmedi.

AŞKLARI

On altı yaşında, Leipzig Üniversitesine giderken, bir pansiyonda kalıyordu .Goethe,pansiyoncu kadının kızı Anita dan hoşlanmıştı. İki genç birbirleriyle gayet iyi anlaşıyorlardı. Yalnız, Goethe’nin sinirli hallerine uzun müddet dayanamadı. Günün birinde onunla ilişkisini kesti.

Strasbourg Üniversitesi’ne giderken de bir papazın kızı olan Frederika ile anlaştı. Frederika, güzelliğine, zarafetine rağmen, basit bir köylü kızıydı. Goethe onunla şehirde dolaşmaktan, onu ahbaplarına tanıtmaktan utanç duyuyordu. Hassas bir kız olan Frederika, Goethe’nin bu hislerini fark eder etmez, onunla ilişkisini kesti. Fakat kendisi şair sevgilisini ömrünün sonuna kadar unutamadı.

Goethe’nin en büyük aşkı Charlotte Buff’tur. Şair, öğrenimini bitirip Frankfurt’a döndükten sonra onu tanımıştı. Ne yazık ki Charlotte bir başkası ile nişanlıydı. Goethe’yi çok sevmekle beraber onun uğruna nişanlısını bırakmaya gönlü varmıyordu. Onunla evlendi. Düğününe Goethe’yi de çağırdı. Charlotte’den ebediyen ayrılmak Goethe’ye çok zor gelmişti. Charlotte büyük şairin kalbinde öyle derin bir yara açmıştı ki ölünceye kadar kapanamayacaktı.

Goethe, bir ara, Lili adında güzel, zarif bir kızla nişanlandı. Fakat nişanlısına sadık kalamıyordu. Lili de bunu fark edince hemen nişanı bozdu.

Goethe’nin hayatına ikinci bir Charlotte’nin girmesi manidardır. Charlotte Stein, ince, zarif bir kadındı. Goethe’den büyüktü, kendisine yaşlı, müstebit kocasının yaptıklarını unutturacak birini arıyordu. Fakat Goethe’ye tamamen temiz duygularla bağlıydı. Her kadını elde edebileceğine inanmış olan Goethe ise Charlotte’nin kocasına bağlı kalmak isteğini bir türlü anlayamıyordu. Bu maceranın sonu gelmiyecekti. Goethe İtalya’ya gitti, macera da böylece sona erdi.

Goethe, otuz dokuz yaşındayken yirmi üç yaşında Christiane adında güzel bir kızla evlendi, yıllarca mesut yaşadılar. Fakat bu sefer de onları ölüm ayırınca Goethe gene yalnız kaldı.

On sekiz yaşında Minna adında bir kıza aşık oldu. Bu da fazla sürmedi, Marianne adında evli bir kadına tutuldu. Marianne da şiir yazıyordu. Ne yazık ki hercai yaradılışlı büyük şair Marianne’yi de çabucak unutuverdi.

Goethe’nin son aşkı Ulrika adında on sekiz yaşında bir genç kızdır. Artık iyice yaşlanmış olan şairin son demlerinde, torunu yerinde bir kıza aşık olması çok garipti. Fakat şair, bütün ümidini Ulrika’ya bağlamıştı. Ulrika ise 75 yaşındaki şairin ateşli aşk şiirleriyle alay etmekten kendini alamıyordu.Goethe en sonunda kıza evlenme teklifinde bulundu.

Goethe, Kasım 1775'te Weimar’a gelmiştir. Yaklaşık 6000 kişi nüfusa sahip olan başkent Sachsen-Weimar-Eisennach, düşes’in annesi Anna Amelia’nın etkisiyle, kültürel bir şehir haline gelmiştir. Goethe, bu dönemde bir süre politika ile ilgilenmiştir ve Dük’ün özel danışmanlığını yapmıştır. İlk kez 1771 yılında ele aldığı Kur'an tefsirleri üzerindeki çalışmalarına burada da devam etmiştir. Özellikle, doğu uygarlığı ile ilgilenen bir tarihçi olan Josef von Hammer’in Kuran çevirisini sürekli olarak okumuştur.

İŞ HAYATI

Topic

Goethe, aristokrasiye karşı direnerek, 1776 yazında, dük’ün danışman kurulunun üyesi olmuştur.

Bir sonraki sene, yeni kurulan maden ocağı komisyonuna yönetici olarak seçilerek, 1779 yılında yol yapımı komisyonu yöneticisi; 1782’de ise maliye bakanı olarak çalışmaya devam etmiştir.

Goethe’nin kendi kararıyla geliştirmekte olduğu bakır ve gümüş ocağı işletmesi fazla başarı elde edememiştir.

Goethe’nin bakanlar kurulundaki etkileri, edebiyat çevresince oldukça farklı değerlendirilmiştir. Bazı yazarlar Goethe’yi köylülerin baskıcı ve ağır vergi yükünden kurtulmaları için çaba gösteren, yenilikçi bir politikacı olarak nitelerken, diğer çevrelerce Goethe’nin, hem ülke çocuklarının Prusya ordusuna zorunlu olarak katılmasından hem de konuşma özgürlüğünün sınırlandırılmasına ilişkin önlemlerden yana olduğu belirtilir.

Bir başka durumda ise Goethe, çaresizlikten evlilik dışı bebeğini öldürmüş olan bir annenin idam cezasına oylamada bulunmuş; daha sonra ise –düşüncesinin aksine- “Gretchen” trajedisinde merhamet dolu davranışını ele almıştır. Fakat buna ilişkin olarak Goethe’nin kişisel görüşü mü olduğu yoksa çoğunluk görüşüne boyun mu eğdiği konusunda herhangi bir bilgi yoktur.

Goethe’nin devlet hizmetindeki aktif çalışmalarına ilişkin gayreti bitmemiştir. Yapmış olduğu resmi faaliyetler beraberinde resmi mükâfatlar getirmiştir; Goethe’ye resmi unvan verilmesinin yanı sıra, 1882 yılında Goethe, önemli bir aristokratik unvana layık görülmüştür. Çoğunlukla resmi görevler çerçevesinde, Weimar’daki ilk on yıl, 1779’da İsviçre’ye, ayrıca birçok kez Harz bölgesine olmak üzere çeşitli seyahatlerde bulunmuştur. 1785 yılında ise, Karlsbad’daki bir tedaviyle, yıllık kaplıca seyahatlerine başlamıştır.

Goethe’nin Üç Dönemi

Goethe’nin sanat yaşamı üç evrede değerlendirilir. Üniversite yıllarından 1775’e kadar süren gençlik döneminin ilk yıllarında, sanat dünyasında yapmacıklı aşkları ve eğlenceli hayatı işleyen bir akım egemendi.

Kendisi hayattayken en çok etki uyandıran roman “Genç Werther’in Acıları” bir gençlik dönemi ürünüdür.

1775’de Weimar’a gidişi ile başlayıp Schiller’le arkadaşlığı ile 1805’e kadar uzayan yıllarda ise klasik sanat anlayışına ulaşmıştır Goethe.

Roman alanında “William Meister’in Çıraklık Yılları” ve şiirde “Baladlar”, en önemli eserleridir.

Yazarlığının bu “klasik” döneminde, daha çok tiyatro oyunları yazdığı söylenebilir.

EDEBİ KİŞİLİĞİ

Fransız Devrimi'ndeki şiddet ürkütmüştü Goethe’yi ve bu toplumsal patlamaya sırtını dönmüştü.

Aydınlanma ideallerine bağlılığını sürdürmekte, insan doğasının ve toplumun kusursuz hale getirilebileceği fikrine olan hümanist inancı ortaya koymaktadır.

1805’den sonraki “geç dönemi”nde ise, bir yandan “William Meister”in ikinci bölümünü ve “Gönül Bağlarını” tamamlamış, bir yandan da İranlı şair Hafızi’nin gazellerinin biçiminden etkilenen “Divan-ı Şarki”yi yazmıştır.

1770’den beri tasarlayıp geliştirdiği “Faust”a son şeklini vermiştir.

Bugün Goethe’nin en tanınan ve sanatının doruğu olarak kabul edilen eseri kuşkusuz “Faust”tur.

Goethe’nin gerçekçiliği Shakespeare’e uzanır. Ona göre, Shakespeare’in trajedilerini “kendi benliğimizde ve özgür istemlerimizde yatan ne varsa tümü, bir bütünün amansız yol alışıyla çarpışır ve gizli bir noktanın çevresinde döner”.

Goethe’nin Alman edebiyatına etkisi çok önemlidir. İlk dönemlerde, ona karşı çıkan ya da onu izleyenler biçiminde ayrılmalar olmuşsa da, bu duruşların belirlenmesi yine Goethe’yi referans alır. 1900’lerden sonra ise bütün dünya için tartışmasızdır edebiyattaki yeri.

ESERLERİ

  • Sevgilinin Keyfi (Pastoral)-(Die Laune des Verliebten), başlangıç 1768, yayın 1806
  • Suça Katılanlar (Komedi)-(Die Mitschuldigen), başlangıç 1769, yayın 1787
  • Demir Elli Götz von Berlichingen (Drama, çeviren: Ahmet Adnan,1933)-(Götz von Berlichingen mit der eisernen Hand),1773
  • Ein Fastnachtsspiel vom Pater Brey, 1774
  • Jahrmarktsfest zu Plundersweilern, 1774
  • Götter, Helden und Wieland (Piyes), 1774
  • Clavigo (Trajedi), 1774
  • Egmont (Trajedi), başlangıç 1775, yayın 1788
  • Erwin und Elmire (Müzikal piyes), 1775
  • Die Geschwister. Ein Schauspiel in einem Akt, 1776
  • Stella. Ein Schauspiel für Liebende, 1776
  • Der Triumph der Empfindsamkeit (Dram), 1777

DRAMALARI

  • Proserpina (Monodram), 1778/1779
  • Iphigenie auf Tauris (Drama), düzyazı 1779, yayın 1787
  • Torquato Tasso (Drama), başlangıç 1780, yayın 1790
  • Faust. Bir Fragman (Faust. Ein Fragmant), 1790
  • Büyük Cophta (Komedi)- (Der Groß-Cophta), 1792
  • Yurttaş General (Komedi)- (Der Bürgergeneral), 1793
  • Faust. Bir Trajedi (Faust’un ilk bölümüne uygun- çeviren: Seniha Bedri Göknil, 1935) / (Faust. Eine Tragödie), başlangıç 1797, bu başlık altında ilk olarak 1808 yılında yayımlandı.
  • Muhammed, Voltaire’in Trajedi Çalışması ve Çevirisi (Mahomet, Übersetzung und Bearbeitung von Voltaire), 1802
  • Die naturliche Tochter (Trajedi), 1803
  • Pandora (Piyes), oluşum 1807/08, yayın 1817
  • Faust 2 (Faust’un 2. bölümü), 1832

  • Genç Werther’in Acıları (Mektup roman, çeviren: Nurullah Ataç, 1930)-(Die Leiden des jungen Werthers), 1774
  • Wilhelm Meister’in aktörlüğü, rejisörlüğü ve sahne şairliği (Roman), başlangıç 1776, yayın 1911
  • Alman Göçmenlerin Sohbetleri (öykü)- (Unterhaltungen deutscher Ausgewanderten)
  • Öyküler (Novelle ), başlangıç 1797
  • Wilhelm Meister’in Seyahat Yılları (Roman)- (Wilhelm Meisters Wanderjahre), başlangıç 1777, yayın 1821
  • Gönül Yakınlıkları (Roman)- (Die Wahlverwandschaften), 1807

ROMANLARI VE ÖYKÜLERİ

DESTANLARI

  • Reineke Fuchs (Fabl), 1794
  • Hermann und Dorothea (Destansı şiir, altı vezin ölçümlü), 1798

ŞİİRLERİ

DESTANLARI VE ŞİİRLERİ

  • 1771: Mailied
  • 1774: Prometheus
  • 1774/1775: Vor Gericht (Şiir)
  • 1777: An den Mond
  • 1782: Gürgen Kralı (Balad, çeviren: Musa Aksoy)- (Der Erlkönig)
  • 1797: Hazine Avcısı (Balad)- (Der Schatzgräber)
  • 1799: İlk Cadılar Bayramı (Balad, Felix Mendelsohn Bartholdy tarafından, Soli, Koro ve Orkestra eşliğinde bir Kantat olarak bestelenmiştir.)
  • 1815: Totentanz
  • 1822: Dem aufgehenden Vollmonde (Şiir, Dornburg 25 Ağustos 1828)

ŞİİR KOLEKSİYONLARI VE EPİGRAM DERLEMELERİ

  • Roma Ağıtları (çevirmen: Ahmet Cemal, yayın 1996)- (Römischen Elegien)
  • Venezianische Epigramme, 1790
  • Xenien (Epigram, Friedrich Schiller ile ortak), yayın1796
  • Doğu-batı Divanı (çevirmen: Senail Özkan, 1948)- (West-östlicher Divan), yayın 1819, gelişme 1827

ESTETİK VE FELSEFE ÇALIŞMALARI

  • Maximen und Reflexionen, 1833 (ölümünden sonra yayımlanmıştır.)
  • Über den Dilettantismus (Fragman, Friedrich Schiller ile ortak), 1799
  • Über Kunst und Altertum (6 Cilt, Johann Heinrich Mayer ile ortak), 1816–32

DOĞA BİLİMİ ÇALIŞMALARI

  • Über den Granit, 1784
  • Über den Zwischenkiefer der Menschen und Tiere, 1786
  • Beiträge zur Optik (Deneme, 2 Cilt),1791/92
  • Renk Teorisi (Tez)- (Zur Farbenlehre),1810

OTOBİYOGRAFİ ÇALIŞMALARI

  • Hayatımdan. Edebiyat ve Hakikat (Otobiyografik Çalışma, 4 Cilt)- (Aus meinem Leben. Dichtung und Wahrheit),1811–33
  • İtalya Seyahati (Gezi Yazısı, çevirmen: Göknil Seniha Bedri, 1955)- (İtalienische Reise), 1816/17
  • Kampagne in Frankreich (Rapor), 1822

Goethe, 1823 yılında, kalp zarı iltihabı (Perikarditis) hastalığına yakalanmıştır. İstirahatından sonra ise kendini manevi anlamda eskisinden daha canlı hissetmiştir.

1828 yılında, Goethe’nin oğlu, destekçisi dükün adını taşıyan Karl August hayatını kaybetmiştir.

ÖLÜMÜ

Goethe, (muhtemelen kalp krizinden) 22 Mart 1832’de hayata veda etmiştir. Son sözleri "daha fazla ışık" olmuştur.Bu ifade, söz konusu dakikada ölüm yatağında iken, Goethe’nin yanında olmayan doktoru Carl Vogel’e ulaştırılmıştır. Goethe, 26 Mart’da Weimar Mezarlığında toprağa verilmiştir.

Değeri,ölümünden sonra azalmaya başladığı sıralarda,Goethe,1871 yılından itibaren Alman ulusal kimliğiyle Alman kraliyetinde taçlandırılmıştır.

GENÇ WERTHER İN ACILARI

Genç Werther’in Acıları (Die Leiden des jungen Werthers), Johann Wolfgang von Goethe tarafından 1774 yılında yazılmış mektup türünde bir romandır.

Bu roman iki haftada yazılmıştır.

Goethe, bu romanı yazdığında henüz 25 yaşında bir genç adamdır.

Roman büyük ölçüde Geothe’nin başından geçen bir aşk hikâyesinin yansımasıdır.

Romanın ana hatlarında ve duygu atmosferinde Geothe’nin kendi yaşantısından çok derin izler bulunur.

TÜRÜ VE YAPISI

Roman, eski zamanlar için çok yüksek baskı sayısı görmüş ve sözde okuma bağımlılığının öncüsü olmuştur.

"Werther salgını" adı verilen salgın sonrasında intiharların da artması sebebi ile “Friedrich Nicolia Die Freuden des jungen Werthers (Genç Werther'in Neşeleri) adlı mutlu sonla biten bir hiciv yazmıştır.

Büyük şehirlerden kaçıp huzuru küçük yerleşim yerlerinde doğa ile baş başa olmakta arayan Werther gittiği yerde soylu bir ailenin kızı olan Lotte’ye aşık olur. Werter onun kölesi olabilecek kadar aşık olur. . Fakat nişanlı bir kız olan Lotte, Albert ile evlenir. Bundan sonra Werther için cehennemi aşk acıları başlamıştır. Lotte evlendikten sonra Werter ile dost kalır . Lotte’nin kocası olan Albert’in de iyi biri olması Werther’i daha da kötü bir duruma sokar. Lotte, bu işin daha fazla süremeyeceğini Werther’in kendisinden vazgeçmesi gerektiğini bildirir. Werther daha fazla dayanamayıp intihar eder.

KONU

KARAKTERLER

Werther: Okumuş, iyi bir eğitim almış varlıklı bir ailenin çocuğudur. Toplumun ikiyüzlülüğünden sıkılarak bir kasabaya yerleşir. Sessiz, sakin hayatı Lotte ile tanışanca tamamen değişir.

Wilhelm: Werther’in çocukluk arkadaşı. Olayları Werther’in Wilhelm’e yazdığı mektuplardan öğrenmekteyiz.

Lotte: Melek denecek kadar güzel ve iyilik timsali bir kız. Sekiz kardeşini annesi öldükten sonra anneleriymiş gibi büyütür. Werther’e karşı hisleri olsa da Albert ile evli olduğu için Albert’e ihanet etmek istemez.

Albert: Lotte’nin nişanlısıdır ve daha sonra kocası olur. Werther’in Lotte’ye olan hislerini bildiğini varsayabiliriz. Ancak Werther gibi iyi birine de güvenmektedir.

Romandaki olaylar küçük bir yerleşim yeri olan Wahlheim adında bir vadidir.

MEKAN

Mektup şeklinde yazılan romanda günler mektup başlarında sıralı bir şekilde verilir. Romanın akışı hep ileriye dönüktür.

ZAMAN

[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Genç_Werther%27in_Acıları

[2]http://tr.wikipedia.org/wiki/Gen%C3%A7_Werther'in_Ac%C4%B1lar%C4%B1

Türk Dili (564) 12.98, 533-544.

[3]http://mydestiny06.wordpress.com/2012/06/10/genc-wertherin-acilari/

[4]http://tr.wikipedia.org/wiki/Gen%C3%A7_Werther'in_Ac%C4%B1lar%C4%B1

[5]http://tr.wikipedia.org/wiki/Gen%C3%A7_Werther'in_Ac%C4%B1lar%C4%B1

[6]Goethe, Johann Wolfgang (1774), Genç Werther'in Acıları, (Çev. Nihat Ülner), Can Yayınları, İstanbul, 2007. ISBN 975-8398-59-8

[7] https://wikiwand.com

[8]https://edebiyatvesanatakademisi.com

KAYNAKÇA

Prometheus

Bedecke deinen Himmel, Zeus,

Mit Wolkendunst!

Und übe, Knaben gleich,

Der Disteln köpft,

An Eichen dich und Bergeshöhn!

Mußt mir meine Erde

Doch lassen stehn,

Und meine Hütte,

Die du nicht gebaut,

Und meinen Herd,

Um dessen Glut

Du mich beneidest.

Ich kenne nichts Ärmeres

Unter der Sonn als euch Götter.

Ihr nähret kümmerlich

Von Opfersteuern

Und Gebetshauch

Eure Majestät

Und darbtet, wären

Nicht Kinder und Bettler

Hoffnungsvolle Toren.

Da ich ein Kind war,

Nicht wußte, wo aus, wo ein,

Kehrte mein verirrtes Aug

Zur Sonne, als wenn drüber wär

Ein Ohr zu hören meine Klage,

Ein Herz wie meins,

Sich des Bedrängten zu erbarmen.

Wer half mir wider

Der Titanen Übermut?

Wer rettete vom Tode mich,

Von Sklaverei?

Hast du's nicht alles selbst vollendet,

Heilig glühend Herz?

Und glühtest, jung und gut,

Betrogen, Rettungsdank

Dem Schlafenden dadroben?

Ich dich ehren? Wofür?

Hast du die Schmerzen gelindert

Je des Beladenen?

Hast du die Tränen gestillet

Je des Geängsteten?

Hat nicht mich zum Manne geschmiedet

Die allmächtige Zeit

Und das ewige Schicksal,

Meine Herren und deine?

Wähntest du etwa,

Ich sollte das Leben hassen,

In Wüsten fliehn,

Weil nicht alle Knabenmorgen-

Blütenträume reiften?

Hier sitz ich, forme Menschen

Nach meinem Bilde,

Ein Geschlecht, das mir gleich sei,

Zu leiden, weinen,

Genießen und zu freuen sich,

Und dein nicht nicht zu achten,

Wie ich!

Learn more about creating dynamic, engaging presentations with Prezi