Introducing
Your new presentation assistant.
Refine, enhance, and tailor your content, source relevant images, and edit visuals quicker than ever before.
Trending searches
-Antik İyonya'nın en ünlü düşünürlerinden birisidir.
-Yunan filozof ve Pisagorculuğun kurucusudur.
-Pisagor, önce Platon ve Aristo'nun felsefelerini sonra ise tüm Batı felsefesini etkiledi.
-Çeşitli alanlarda çalışmalar yapmıştır
Milattan önce 570 yılında Sisam Adasında doğan Pisagor, yüzük taşı yapımcısı Mnesarkhos'un oğludur. İlk eğitimini doğduğu ada olan Sisam Adasında almıştır.
Thales'in öğrencisi olan Pisagor, Thales in isteği üzerine döneminin matematikte öncü ülkesi olan Mısır'a gitti. Mısır'da eğitimini tamamladıktan sonra Sisam Adasına geri dönen Pisagor Sisam Adasının tiranlıkların baskısı altında olduğunu görünce, milattan önce 529'da İtalya'nın güneyindeki bir yunan kenti olan Crotona'ya göç etti.
Crotona'da kişisel çekiciliği, kendinde var olduğunu iddia ettiği kahinlik gücü ve etrafında yarattığı gizemli havasıyla zengin ve soylu delikanlılardan 300 kadarını toplaması pek de zor olmadı, topladıklarıyla bir okul kurdu ve Matematik, Felsefe, Etik, Geometri, Astronomi, Müzik teorisi, Politika ve din hakkında çalışmalar yaptı
Topluluk, hem bir okul hem de bir kardeşlik derneği gibi işlev görüyordu. Pisagor'un öğrencileri kendilerini Pisagorcular olarak adlandırıyorlardı. Öğrenciler burada son derece katı, etik ve yönetsel kurallarla eğitiliyordu. Pisagor öğrencilerini dinleyiciler ve matematikçiler olarak iki bölüme ayırmıştır.
söylentilere göre, Pisagor ’un matematik, fizik, astronomi, felsefe ve müzikle getirmek istediği yenilikleri hazmedemeyen dini yobazlar Pisagor‘un okulunu yakmışlardır. Pisagor ve öğrencileri bu okulda yanarak ölmüşlerdir.
Pisagor ve Pisagorcular, ölen insanların ruhlarının hayvanlarda olduklarını düşündükleri için hayvanlara asla zarar vermez, onlara iyi davranır ve korurlardı. Bu sebeple asla et yemezlerdi. Genel olarak sebze yemekleri ile yaşıyor öğlenleri ise ekmek, bal, zeytinden başka bir şey yemiyorlardı ve maddi zevklerden uzaklardı. Pisagorculuğun yönetimi de çok sıkıydı. Tarikat üyeleri sabah çok erken kalkar ve birlikte Apollon ‘a dua ettikten sonra dans ederlerdi. Daha sonra tapınakta sessiz bir şekilde düşünerek dolaşırlardı.
Matematikçiler daha detaylı bir eğitim görürler, yetkileri daha fazladır, Pisagor ile yakından iletişim kurabilirler ve tapınım sırlarını öğrenebiliyorlardı
Dinleyiciler Pisagor'un yazılarının özetlerini duyabiliyorlardı. Dinleyicilerin Pisagor'u görmeye ve tapımın sırlarını öğrenmeye izinleri yoktu. Genelde davranış kurallarını ve erdemi öğreniyorlardı.
Pisagorcular, Pisagor ‘a üstadımız, pirimiz ve ulumuz şeklinde hitap ederdi. Pisagor okulunda dersler küçük topluluklar halinde bir ağacın altında işlenirdi. Pisagorcular politik yönden oldukça baskıcı ve tutucuydular. Üyeler aralarında gizli kod ve şifrelerle anlaşmaktaydı. Bu katı kurallara bütün Pisagorcular uymak zorundaydı.
Pisagor Okulunda;
-Öğrenciler arsındaki bağ kardeşlik temeline dayanmaktadır.
-Bu okuldaki herkes aynı siyasi görüş ve felsefeye sahiptir.
-Çalışmalarını gizlilik içerisinde yürütürlerdi ve sırlarını asla dışarıya sızdırmazlardı.
Pisagor okuluna girmek hiç kolay değildi. İlk kez tarikata girecek olanların sınavı bir dağ başında geçerdi. Orada yalnız başına kalan adaya, bir üçgenin tepelerinden kesen dairenin ne demek olduğunu ve 12 kenarlı bir geometrik şeklin ne için kozmosu temsil ettiği sorulur. Alınacak yanıtlardan sonra daha önce tarikata girmiş birinin alaycı sorularıyla iradesi denenir. Dayandığı durumda çıraklık dönemine kabul edilir.
Çıraklık döneminde kendisine verilen dersleri hiç karşı koymadan sessizlik içerisinde dinlemesi gerekliydi. Bu dönemde kendisine, anne ve babaya karşı sevgi öğretilir, bu sevgi yavaş yavaş yükseltilerek tanrıya kadar genişletilirdi.
Pisagor ve takipçileri tarafından Sicilya'da uygulamaya koyulmuş ezoterik ve metafizik inançlar içeren felsefi bir öğretidir. İlk Pisagorcuların benzeri görüşlerini benimseyen daha sonraki oluşumlar Yeni Pisagorculuk terimi altında ele alınır.
Yeni Pisagorculuk ya da Neopisagorculuk, M.S. 1. ve 2. yüzyıllarda öne çıkmış, pisagorculuk doktrinlerini hayata döndürmeyi amaçlayan öğretidir. En önemli temsilcileri 1. yüzyılda yaşamış Tyanalı Apollon ve Cádizli Moderatus'dur.
İlk dönem Pisagorculuk, Homeros-Hesiodosçu kültten ayrılan bir dini cemaat olarak görülebilir. Bu cemaatin birtakım sıkı kuralları bulunmaktaydı. Arınma ayinleri uygular ve ruhlarının tanrılar arasında yüksek bir dereceye erişmesi için geliştirilmiş çeşitli yaşam kurallarını takip ederler. İnanç ilkeleriyse, sayıların nesnelerin gerçek doğasını oluşturduğuna ve ruh göçüne inanmaktır. İnanç ilkeleri o kadar sağlamdır ki √2 sayısını bulan Hippasos'un acı bir akıbete uğradığı düşünülmektedir. Cemaate kadınların da katılabiliyor olması Antik Yunan anlayışına ters düşmesi bakımından önemlidir
-Beş iklim bölgesi
-Beş düzgün katı cisim
-Oranlar
-Pisagor teoremi
-Pisagor akordu
-Dünyanın küreselliği
-Vejetaryenlik