Loading content…
Loading…
Transcript

CEZA HUKUKU

by Büşra ÇELİK

CEZA HUKUKU

CEZA HUKUKUNA GİRİŞ

Suç adı verilen insan davranışını ve buna uygulanacak yaptırımı belirleyen hukuk kurallarının tümüne ceza hukuku adı verilmektedir

KAVRAMLAR

TÜRK CEZA HUKUKUNDA YER ALAN TANIMLAR

Vatandaş: Fiili işlediği sırada Türk vatandaşı olan kişi

Çocuk: Henüz 18 yaşını doldurmamış kişi

Kamu görevlisi: Kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi

Yargı görevi yapan: Yüksek mahkemeler ve adli, idari ve askeri mahkemeler üye ve hakimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar

Gece vakti: Güneşin batmasından 1 saat sonra başlayan ve doğmasından 1 saat evvele kadar devam eden zaman süresi

Silah: 1.Ateşli silahlar, 2.Patlayıcı maddeler, 3.Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, 4.Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, 5.Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler

Basın ve yayın yolu ile: Her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar

İtiyadi suçlu: Kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini 1 yıl içinde ve farklı zamanlarda 2’den fazla işleyen kişi

Suçu meslek edinen kişi: Kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi

Örgüt mensubu suçlu: Bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi

KAYNAKLARI

CEZA HUKUKUNUN KAYNAKLARI

1. Kaynak; ANAYASA

Anayasa da ceza hukukuna ilişkin birçok hüküm vardır. Ancak en temel ve en önemli hüküm 38. Maddededir

Suç ve cezalara ilişkin esaslar başlığı altında:

Suçta ve cezada kanunilik ilkesi, Masumiyet Karinesi, Kanuna aykırı delilerin kullanılamayacağı, Ceza sorumluluğunun şahsiliği, Sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün yerine getirilmemesi sebebiyle kişinin özgürlüğünden mahrum bırakılamayacağı, Ölüm Cezası ve müsadere cezasının verilemeyeceği, İdarenin kişi hürriyetini kısıtlayıcı yaptırımlarda bulunamayacağı vb. düzenlenmiştir.

Ceza kanunu hükümleri yorumlanırken aynı konuda kanun ile uluslararası sözleşme çatıştığı durumlarda uluslararası sözleşme hükümleri uygulanır. Nitekim Yargıtay ifade özgürlüğü konusunda ve eleştiri hakkı ile ilgili durumlarda sıkça A.İ.H.S in 10. Maddesinde yer alan ifade özgürlüğüne atıf yapmaktadır

2.Kaynak; TÜRK CEZA KANUNU

SUÇ

SUÇ

1-SUÇLA İLGİLİ KAVRAMLAR

Suçun faili (aktif süjesi): Suçu işleyen kişidir. Tüzel kişiler suçun faili olamaz, sadece gerçek kişiler suçun faili olabilir. Bazı suçlar sadece belirli kimseler tarafından işlenebilir. Bu suçlara özgü (mahsus) suçlar denir. Örneğin zimmet suçu sadece kamu görevlisi tarafından işlenebilen özgü bir suçtur.

Suçun mağduru (pasif süjesi): Suçtan doğrudan zarar gören kişidir. Fail ve mağdur aynı kişi olamaz. Tüzel kişiler de suçun mağduru olabilir

Suçun hukuki konusu: Suç tarafından ihlal edilen hukuki değer ve menfaattir. Örneğin insan öldürmede-hayat hakkı, yaralamada-vücut dokunulmazlığı, hırsızlıkta-*zilyetlik veya mülkiyet hakkı.

Suçun maddi konusu: Üzerinde suçun işlendiği kişi veya eşyadır. Örneğin hırsızlıkta-mal, insan öldürme veya yaralamada- insan, belgede sahtecilikte-belge

*Zilyetlik:Gayrimenkulün mülkiyetine sahip olmasa da o gayrimenkul üzerinde kullanım hakkına sahip olma durumudur.

2-SUÇUN UNSURLARI

Maddi unsur (fiil): Bir suçtan söz edebilmek için fail tarafından dış dünyada bir değişiklik meydana getiren fiilin gerçekleştirilmesi şarttır. Fiilin oluşması için hareket, netice ve bunlar arasında nedensellik bağı var olmalıdır

A)Hareket: Ceza hukuku açısından hareket, insanın iç dünyasına ilişkin olan davranışları değildir. Bu yüzden arzu, istek, düşünce gibi davranışlar ceza hukuku açısından hareket sayılmaz. Yani ceza hukukuna göre hareket, dış dünyada gerçekleşen olaydır. Hareketsiz suç olmaz. Hareket yapma veya yapmama şeklinde olabilir

1-İcrai hareket: Yapılmaması gerekenin yapılmasıdır. Örneğin insan öldürmeyi ceza kanunu yasaklar. (A), (B)’ye tabancayla ateş eder ve öldürür

2-İhmali hareket: Yapmama biçiminde harekettir. Fail belirli bir harekette bulunması gerekirken hareketsiz kalırsa, ihmali hareketinden sorumlu olur. Örneğin hastanedeki doktorun acil tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyan hastaya müdahele etmemesi böyledir. İhmali hareketle işlenen suçlar kasıtlı olabileceği gibi taksirli de olabilir. Kişinin ihmali hareketten dolayı sorumlu olabilmesi için belirli bir hareketi yapma veya neticeyi önleme yükümlülüğünün bulunması gerekmektedir

Bu yükümlülük hukuki bir yükümlülük olmalıdır. Yani bu yükümlülük hukuk kuralından veya sözleşmeden doğmalıdır. Örneğin anne ve baba medeni kanun gereğince çocuğuna bakmakla yükümlüdür. Çocuğunu öldürmek amacıyla emzirmeyerek ölümüne neden olan anne, ihmali harekette bulunmuş olduğundan, ihmali davranışla işlenen kasten öldürme suçundan sorumlu olur. Yine hastabakıcısı işe girdiği sırada yaptığı sözleşme gereğince hastasına bakmak zorundadır, hastasına ilaçlarını zamanında vermez ve hasta ölürse hastabakıcısı bundan sorumlu olur

Kişinin neticeyi önleme yükümlülüğü yok ise, gerçekleşen neticeden sorumlu olmaz. Örneğin deniz kenarında gezinmekte olan ve çok iyi yüzme bilen bir kişi, denizde boğulmakta olan bir kişiyi gördüğü halde, ona yardım etmez ve o kimse boğularak ölürse, insan öldürmeden sorumlu tutulmaz. Fakat bu kişi orada görevli cankurtaran olursa, bu durumda belirli bir hareketi yapma, neticeyi önleme konusunda hukuki bir yükümlülüğü bulunduğundan insan öldürmeden sorumlu olur

Neticeye göre suçların ayrımı;

Ani suç: Bir anda işlenip biten, neticenin gerçekleşmesiyle tamamlanan ve sona eren suçlardır. Örneğin hakaret, kasten öldürme. Ani suçlarda suçun tamamlanma ve sona erme anı çakışmaktadır.

Kesintisiz (mütemadi) suç: Failin hareketi ile ortaya çıkan neticenin, failin iradesine bağlı olarak bir süre devam ettiği suçlardır. Örneğin kişi hürriyetinden yoksun kılma suçunda mağdur serbest kalıncaya kadar suçun neticesi failin iradesine bağlı olarak devam eder. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, ruhsatsız silah bulundurma, uyuşturucu bulundurma gibi suçlar da kesintisiz bir suçtur

Bazı ani suçlar kesintisiz suç şeklinde işlenebilir. Örneğin hırsızlık normalde ani bir suç iken, elektrik hırsızlığı kesintisiz suçtur. Ancak her ani suç kesintisiz suç olarak işlenemez. Örneğin kasten öldürme kesintisiz suç olamaz, çünkü mağdur sürekli ölemez

Nedensellik (illiyet) bağı;

Bir suçtan dolayı kişinin sorumlu tutulabilmesi için dış dünyada gerçekleşen davranışın kişinin hareketinden kaynaklanmış olması gerekir. Buna nedensellik bağı denir. Örneğin bir kimse başkasına ateş ederek yaralasa ve hastaneye kaldırılan yaralı hastanede çıkan yangında hayatını kaybetse nedensellik bağı kesilmiş olduğundan ateş eden kişi kasten öldürme suçundan sorumlu tutulmaz. Nedensellik bağının kesilmesi mücbir sebepten, mağdurun veya 3. kişinin ağır kusurundan meydana gelebilir

HAKSIZ TAHRİK

Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye verilecek ceza indirilir. Haksız tahrik kusurluluğu ortadan kaldırmayan, ancak azaltan bir nedendir

Faili tahrik eden bir fiil olmalıdır; Tahrik fiilinin faile yönelmiş olması şart değildir. Örneğin bir çocuğun sokakta bir adam tarafından vahşice dövülmesi failde haksız tahrike neden olabilir

Suç tahrik edene karşı işlenmelidir; Örneğin (A), çocuğunu sebepsiz bir şekilde döven (B)’yi döverse haksız tahrikten yararlanır. Fakat (B)’nin çocuğunu döverse haksız tahrikten yararlanmaz.

Tahrik fiili haksız olmalıdır; Hukuka uygun fiillere karşı haksız tahrik olmaz. Örneğin kendisini icraya veren kişiyi döven ya da hiddete kapılarak evine haciz için gelen icra memuruna hakaret eden kişi haksız tahrikten yararlanmaz. Yine ağır bir hastalığa yakalandığı için üzüntü içinde olan kişi, kendisine karşı boşanma davası açılan koca sırf bu nedenle haksız tahrikten yararlanmaz. Tahrik edici fiilin suç olması şart değildir, hukuka aykırı olması yeterlidir. Tahrik edenin isnat yeteneğinin olmaması ya da cezalandırılabilir olmaması tahrik fiilinin haksızlığını engellemez

Tahrik fiili hiddet ve şiddetli eleme neden olmalıdır; Tahrik fiilinin ortalama bir insanda da hiddet ve şiddetli elem doğurabilecek nitelikte olması gerekir. Kişinin alıngan olması haksız tahrikten yararlanmasına neden olmaz. Ancak kişi haksız tahrike karşı derhal tepkide bulunmasa dahi elem hali devam ettiği sürece haksız tahrik vardır. Örneğin kızına cinsel saldırıda bulunan kişiyi yıllar sonra bularak öldüren baba haksız tahrikten yararlanabilir

Tahrik edici fiil ile işlenen suç arasında nedensellik bağı bulunmalıdır; Tahrik edici fiil olmasaydı, fail suçu işlemeyecekti denilebiliyorsa, nedensellik bağı vardır. Örneğin fail bahçesinden meyve çalan kişiyi dövse haksız tahrikten yaralanabilir. Ancak bu kişiye tecavüz etse nedensellik bağı bulunmadığından haksız tahrikten yararlanmaz

MEŞRU SAVUNMA

Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez

Şartları;

Bir saldırı olmalıdır; Sadece gerçekleşen değil gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak (kesin gözüyle bakılan) saldırılara karşı da meşru savunma mümkündür. Saldırı kişinin kendisine yönelik olabileceği gibi başkasına yönelik de olabilir. Yani başkası lehine meşru savunma mümkündür. Saldırı bir insan tarafından yapılmalıdır; hayvan saldırılarına karşı meşru savunma değil zorunluluk hali mümkün olabilir.

Saldırı bir hakka yönelik olmalıdır; Sadece önemli olan haklar değil her türlü hakka yönelik saldırıya karşı meşru savunma mümkündür. Örneğin malvarlığı hakları.

Saldırı haksız olmalıdır; Saldırının haksız sayılması için suç teşkil etmesi gerekmez; hukuka aykırı olması yeterlidir. Saldırının haksız sayılabilmesi için saldıranın isnat edilebilir veya cezalandırılabilir olması da gerekmez. Dolayısıyla akıl hastalarının ve küçüklerin saldırıları, diplomasi veya yasama dokunulmazlığından yararlanan kimselerin saldırıları da haksız kabul edilebilir ve meşru savunmaya neden olabilir

Savunma zorunlu olmalıdır; Savunmada bulunanın saldırgana zarar vermeden saldırıdan kurtulması mümkün değilse savunmada zorunluluk vardır. Bununla birlikte meşru savunmada kişinin kaçma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Dolayısıyla kişi kaçarak saldırgandan kurtulma imkanına sahip iken kaçmayarak savunmada bulunursa yine de meşru savunmadan yararlanır.

Savunma saldırı ile orantılı olmalıdır; İhlallerin aynı değerde (hayata karşı hayat, yaralamaya karşı yaralama) olması şart değildir. Örneğin ırzına geçmeye çalışan bir kişiyi öldüren kız çocuğu da meşru savunmadan yararlanabilir. Yine savunma ve saldırıda kullanılan araçların aynı veya benzer olması şart değildir. Örneğin çok güçlü birisinin yumruklarına karşı sopayla savunma yapmak mümkündür. Bu orantının bulunup bulunmadığı her somut olaydaki hal ve koşullara göre değerlendirilir

ZORUNLULUK HALİ

Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez

Şartları;

Bir tehlike var olmalıdır; Bu tehlike ağır ve muhakkak olmalıdır. Örneğin sel felaketinden kurtulmak için başkasına ait arabayı alarak kaçmak; deniz kazası sırasında tek kişiyi taşıyabilecek tahta parçasına tutunan kazazedelerden birinin diğerini suya itmesi; dağda donmak üzere olan kişinin başkasına ait kulübeye girmesi. Hayvan saldırılarına karşı da zorunluluk hali mümkündür

Tehlike bir hakka yönelik olmalıdır; Her türlü hakka yönelik ağır ve muhakkak tehlikelere karşı zorunluluk hali mümkündür. Dolayısıyla malvarlığı haklarına yönelik tehlikelere karşı da zorunlululuk hali mümkün olabilir.

Kişi tehlikeye bilerek neden olmamalıdır; Örneğin gemiyi batıran teröristlerin yegane cankurtaran sandalını ele geçirmeleri durumunda zorunluluk hali sözkonusu olmaz. Yine binayı ateşe verip, binadan kaçan kişinin birini ezmesi halinde zorunluluk hali sözkonusu olmaz

*TCK’da başkasına hakkına yönelik olan tehlikelere karşı da zorunluluk hali kabul edilmiştir. Yani başkası lehine zorunluluk hali mümkündür

Tehlikeden başka türlü korunma imkanı olmamalıdır;Yani kişinin tehlikeden başka suretle korunma olanağı olmamalı ve tehlikeden kurtulmak için zorunlu olarak başkasına zarar vermelidir. Kaçarak tehlikeden kurtulmak mümkün iken kaçmayan kişi zorunluluk halinden yararlanmaz.

Tehlikeye katlanma (göğüs germe) yükümlülüğü olmamalıdır; Örneğin askerlerin, itfaiye erlerinin, gemi kaptanlarının durumu böyledir. Gemi kaptanı kendisini kurtarmak için yolcuyu denize atamaz.

Zararlı davranış tehlikenin ağırlığı ile orantılı olmalıdır; Örneğin malını kurtarmak için başkasını öldüren kişi zorunluluk halinden yararlanmaz. Zarar tehdit edilen zarara eşit veya ondan daha az olabilir; fazla olamaz

* Zorunluluk halinde failin hakkaniyet gereği tazminat yükümlülüğü bulunmaktadır. Örneğin dağ yerinde donmak üzere olan bir kimse ısınmak için başkasına ait kulübenin kapısını kırarak içeri girerse zorunluluk halinden yararlanır ve kendisine ceza verilmez; ancak hakkaniyet gereği kulübeye verdiği zararı tazmin etmek zorunda bırakılabilir

Meşru savunma ile zorunluluk hali arasında farklar;

*Meşru savunmada saldırı her zaman bir insandan kaynaklanır. Zorunluluk halinde tehlike bir insandan kaynaklanabileceği gibi bir hayvandan ya da doğadan da kaynaklanabilir.

*Meşru savunmada tepki saldırıda bulunan kişiye yöneliktir. Zorunluluk halinde ise tehlikeye sebebiyet vermeyen üçüncü bir kişiye zarar verilebilir.

Meşru savunmada saldırıya uğrayanın kaçma yükümlülüğü yokken, zorunluluk halinde vardır

*Meşru savunmada kişi haksız hareketi ile saldırıya neden olsa bile meşru savunma hakkını kaybetmez. Zorunluluk halinde ise kişi tehlikeye bilerek neden olmuş ise zorunluluk halinden yararlanamaz.

*Meşru savunmada tazminat yükümlülüğü yoktur. Zorunluluk halinde ise hakkaniyet gereği tazminat yükümlülüğü vardır.

*Meşru savunmada saldırı haksız olmalıdır. Zorunluluk halinde tehlikenin haklı veya haksız olması sözkonusu değildir

YAPTIRIMLARI

CEZA HUKUKUNUN YAPTIRIMLARI

1. Kaynak; Cezalar: Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezalar, hapis ve adli para cezalarıdır

1- Hapis Cezaları

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası: Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlünün hayatı boyunca devam eder, kanun ve tüzükte belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre çektirilir.

Müebbet hapis cezası: Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam eder.

Süreli hapis cezası: Süreli hapis cezası, bir süre infaz kurumunda çektirilen cezalardır. Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde 1 aydan az, 20 yıldan fazla olamaz

*Hükmedilen 1 yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezası sayılır

Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar: Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;

a) Adli para cezasına,

b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın giderilmesine,

c) En az 2 yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, bir eğitim kurumuna devam etmeye,

d) Mahkum olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle;

aa) Belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,

bb) Ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına,

cc) Belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,

dd) Gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya,

çevrilebilir

Hapis cezasının ertelenmesi: İşlediği suçtan dolayı 2 yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış veya 65 yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından 3 yıldır

Erteleme koşulları

Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak.

Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması

Koşullu salıverilme: Hapis cezasına mahkum edilmiş mahkumun cezasının tamamını çekmeden koşullu olarak serbest kalmasıdır. Uygulanması için hükümlünün talep veya rızasına gerek yoktur. Şartları:

Mahkumun kurumdaki infaz süresini iyi halli olarak geçirmesi

Hapis cezasının bir kısmını infaz kurumunda çekmiş olması: Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar 30 yılını, müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar 24 yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkum dilmiş olanlar cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler

2) Adli para cezası: Adli para cezası 5 günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde 730 günden fazla olmamak üzere gün olarak verilir. Daha sonra kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri dikkate alınarak 20-100 TL arasında bir miktarla bu gün sayısı çarpılarak ceza miktarı belirlenir

2.Kaynak; Cezanın belirlenmesi

Hakim, somut olayda;

a) Suçun işleniş biçimini,

b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,

c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,

d) Suçun konusunun önem ve değerini,

e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,

f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,

g) Failin güttüğü amaç ve saiki,

Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler

DAVA VE CEZANIN DÜŞMESİ

A) Sanığın veya hükümlünün ölümü

Sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.

Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adli para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur

B) Af

Genel af

Genel af halinde, dava açılmaz, açılmışsa kamu davası düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar

C) Dava zamanaşımı

Suçun işlendiği andan itibaren aşağıdaki sürelerin geçmesiyle kamu davası açılmaz, açılmışsa düşer:

– Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda 30 yıl

– Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda 25 yıl

– 20 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda 20 yıl

– 5 yıldan fazla ve 20 yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda 15 yıl

– 5 yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda 8 yıl

Fiili işlediği sırada 12 -15 yaş arasında olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; 15-18 yaş arasında olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer

NEXT QUARTER

Prospects

Size

Country

Why?

Status

Prospects

Goals

Goals

1.

2.

3.

4.

NEXT QUARTER FORECAST

Lead Trajectory

Lead Trajectory

Bookings Trajectory

Bookings Trajectory

Scheduled Revenue

Scheduled Revenue

QUESTIONS

?

QUESTIONS