Introducing 

Prezi AI.

Your new presentation assistant.

Refine, enhance, and tailor your content, source relevant images, and edit visuals quicker than ever before.

Loading content…
Loading…
Transcript

Adile Sultan Kasrı

Validebağ Korusu

Validebağ Korusu

Etrafı yüksek duvarla çevrili bulunan bu korunun beş kapısı olup cümle kapısı, Koşuyolu üzerinde ve Hava Lojmanları'nın karşısındadır. Validebağ Korusu ya da diğer adıyla Adile Sultan Korusu, 354.000 m2’lik alanıyla, İstanbul’un Anadolu yakasının ikinci en büyük yeşil alanıdır. Kadıköy ilçesinin Koşuyolu; Üsküdar’ın Altunizade ve Barbaros mahallelerinin kesiştiği noktada bulunmaktadır. Koru 1996 yılında, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1.Derece Doğal SİT Alanı ilan edilmiştir. 1999 yılında ise Doğal SİT Alanı olarak ilan edilmiştir. Ayrıca içinde yer alan tarihî binalar da tescil edilmiştir.

Korunun hafif eğimli bir arazi yapısı vardır. Anıt ağaçlar da dahil olmak üzere, yaşları 15 ile 400 arasında değişen 40’ı aşkın türdeki ağaç ve çok çeşitli bitki türlerini barındıran koruda, 100’ü aşkın kuş türü ile çeşitli böcek, sürüngen, kaplumbağa, kirpi, sincap gibi birçok hayvan yaşamaktadır.

Koru içerisinde Adile Sultan Kasrı’nın yanı sıra, Sultan Aziz’in Av Köşkü, Haydarpaşa Lisesi, Validebağ Öğretmen Huzurevi, Validebağ Hastanesi ve Anadolu Sağlık Meslek Lisesi de bulunmaktadır.

Adile Sultan

1 Haziran 1826 tarihinde Topkapı Sarayı’nda doğmuştur. Babası Osmanlı padişahlarının otuzuncusu olan II.Mahmud, annesi Zernigar Sultan’dır. Sultan Abdülmecit'in kız kardeşidir. II. Mahmut Adli mahlasını kullandığı için kızına da Adile adını vermiştir.

Adile Sultan, Sarayda çok iyi bir eğitim görmüş, daha sonra da 1845 yılında Kaptan-ı Derya ve sadrazam Mehmet Ali Paşa ile evlenmiştir ve bu evlilikten 4 çocuğu olmuştur.

Kadınların haremden dışa açılmalarına öncülük etmesinin yanında, yardımseverliği ve insan sevgisi ile İstanbullular tarafından çok sevilmiştir.

Adile Sultan’ın edebiyata karşı özel bir ilgisi ve yeteneği de vardı. Osmanlı Hanedanı’ndan Divan tertip etmiş tek kadın şairidir. Özellikle Fuzuli ve Şeyh Galib’e nazireler ve Yunus Emre tarzında hece vezniyle şiirler yazmıştır. Ayrıca Muhibbî (Kanuni Sultan Süleyman) Divanı’nın basılmasını sağlamıştır. Şiirleri 1996’da "Adile Sultan Dîvânı" ismiyle yayımlanmıştır.

Sultan Abdülmecit, kız kardeşi Adile Sultan’a bir saray yaptırmak üzere Kandilli sırtlarında Tophane Müs’iri Halil Rıfat Paşa’nın konağını ve bahçesini satın almıştır. Ancak saray daha sonra 1876 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır.

1869 yılından sonra kocasının ölümü ile kendini hayır işlerine adayan Adile Sultan, 14 vakıf kurmuştur. 1899 vefat eden Adile Sultan'ın bütün varlığı eğitim vakıflarına bırakılmıştır.

1898 senesi Ocak ayında vefat edince, kocası Mehmed Ali Paşanın Eyüpteki türbesine defnedilmiştir. Adile Sultan, yetmiş üç sene yaşamış ve bu süre zarfında, İkinci Mahmud, Abdülmecid, Abdülaziz, Beşinci Murad ve İkinci Abdülhamid’in saltanatını görmüştür.

Adile Sultan

Nasıl yanmam ki ben oldu olanlar Şâh-ı devrâna,

Bilinmez oldu hâli kıydılar ol zıll-ı Yezdâna.

Cihân matem tutup kan ağlasın Abdülazîz Hân’a

Medet Allah mübarek cismi boyandı kızıl kana.

Nasıl hemşiresi bu Âdile yanmaz o Hakan’a,

Ki kıydı bunca zâlimler karındaş cihânbâna

Rızâ virmezdi adl ü şefkati zulm-i müşîrâna

Bütün nûr-ı firâkı saldı kalb-i ehl-i îmâna.

Adile Sultan (Validebağ) Kasrı, tarihsel ve anısal değerler bakımından günümüzün nadir yapılarından biridir. Ulaşılabilen kaynaklar, yapıda günümüze değin eğitim hizmetlerinin ağırlık kazandığını göstermektedir. Bu bakımdan ayrı bir önem arz eder.

354 dönümlük arazi içinde yer alan dikdörtgen planlı yapının ön ve arka tarafında olmak üzere iki adet girişi bulunmaktadır ve her iki girişe de çift kollu görkemli merdivenlerden ulaşılır. Kasrın birinci ve ikinci katlarında büyük orta sofa-salon bulunmaktadır. Giriş, gerek birinci katta, gerekse ikinci katta sahanlığa açılmaktadır. Bu mekânlar, sofadan üç basamak ve korkuluklarla ayrılmıştır. Baş oda, büyük odalar ve servis-bekleme mekânlarıyla bağlantılıdır. Şu anda öğretmen evi olarak varlığını devam ettiren kasrın ilk katındaki büyük orta salon restoran olarak kullanılmakla birlikte çeşitli toplantılar, iş yemekleri, nişan, kına, düğün,doğum günü gibi özel günler için etkinlikler düzenlenmektedir. Özel organizasyonlar dışında üst kata çıkış için izin verilmemektedir.

Yaklaşık 200 yıl önce ilk olarak Sultan III. Selim (1798–1807) annesi Mihrişah Valide için buraya bir bağ köşkü inşa ettirir. Sultan Abdulmecid (1839–1861) tahtı devraldıktan sonra bu konağı annesi Bezmialem Valide Sultan'a verir. Bezmialem Valide Sultan; yurt içinden ve yurt dışından getirttiği bitki türleriyle araziyi modern bir botanik bahçesine çevirir.

Adile Sultan Kasrı

Subtopic

Bulgaristan’dan kara dünya üzümü ve Ödemiş’ten İzmir siyahının yanı sıra 206 farklı armut türü, 98 elma, 13 tür vişne, 15 tür muşmula, 11 tür incir ve 11 tür dut fidesi yetiştirilir. Bezmialem Sultan vefat ettikten sonra Altünizade İsmail Zühtü Paşa buraya bir köşk inşa ettirir ve bu köşkü hediye olarak Sultan Abdülaziz'e verir. Sultan Abdülaziz köşkü yıktırıp Osmanlı Devleti mimarları ailesinden, Paris Saint Barbe mimarlık mezunu Nigoğos Amira Balyan’a yeni bir bina inşa ettirir ve annesi (Pertevniyal) Valide Sultan’a hediye eder. Yapı, Valide Sultan'ın ölümü ile 1863 yılında Adile Sultan'a yazlık saray olarak verilir.

Adile Sultan’ın ölümünden sonra yapıya, Sultan Mehmet Reşat’ın üçüncü eşi Darrüalem Kadın yerleşmiş, o da 1909’da vefat edince yapı bir süre boş kalmıştır. 1916-1917 yılları arasında kız öğrenciler için Darüleytam (Yetimler Yurdu) olarak düzenlenmiş ve Maarif Vekaletine bağlanmıştır.

Cumhuriyet sonrasında ise bu binadaki Darüleytam kapatılmış ve “ Validebağı Şehir Yatı Mektebi” olarak hizmet vermiştir. Darüleytam’ın kapatılmasından sonra 1927’de Maarif Vekâleti Validebağ Kasrı’nı Prevantoryum’a dönüştürülmüştür. Prevantoryum Mustafa Necati Bey’in girişimleriyle hizmete girmiş, tedavi gören çocukların eğitimleriyle de, kadrolu disiplin öğretmenleri ilgilenmiştir.

Cumhuriyet öncesi ve sonrasında Validebağ Kasrı ya da Validebağ Sarayı adıyla anılan yapıya, 1933 yılından sonra “Adile Sultan Kasrı” adı verilir. 1928 yılında kasrın kapasitesini arttırmak için, çatı katı yıktırılıp yerine solaryum katı yapılmıştır. 1971 yılında kat ilavesinin binaya zarar vermesi nedeniyle yıkılmış ve yerine orjinal olmayan kırma çatı yapılmıştır. 1973’te Validebağ Öğretmenler Hastanesinin açılmasıyla, prevantoryum olarak kullanılan Adile Sultan Kasrı hizmet dışı kalmıştır.

Yapının hafızalarımıza kazınması ise ünlü Hababam Sınıfı filmleriyle gerçekleşir. 1975 yılında Hababam Sınıfı, 1976’da Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, 1977’de Hababam Sınıfı Uyanıyor ve 1978’de Hababam Sınıfı Tatilde filmleri çekilmiştir.

1991’de dönemin İstanbul Milli Eğitim Müdürü Turgut Akan’ın önerisiyle, Öğretmenevi ve Kültür Merkezine dönüştürülmesine karar verilmiştir. Adile Sultan Kasrı 2005’de restorasyona alınmış, 5 yıllık bir süreçten sonra 24 Kasım 2010’da öğretmenevi ve kültür merkezi olarak yeniden hizmete açılmıştır. Bu yenilenme sırasında, genelde günümüze değin eğitim hizmetlerinin çokça yer aldığı binada Türk sinema tarihine damgasını vuran Hababam Sınıfı’nın burada çekilmesi dolayısıyla, odalardan biri Hababam Sınıfı Müzesi olarak düzenlenmiştir.

Subtopic

Hababam Sınıfı

Rıfat Ilgaz’ın en önemli eseri olan Hababam sınıfının filmleri, yönetmen Ertem Eğilmez tarafından 1975 Hababam Sınıfı, 1976 Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, 1977 Hababam Sınıfı Uyanıyor ve 1978 Hababam Sınıfı Tatilde olmak üzere 4 seri olarak çekilmiştir. Serinin çekimlerinin çoğu Validebağ korusunda bulunan Adile Sultan Kasrı’nda geçmiştir. Bu nedenle dizinin çekildiği sınıf günümüzde müze olarak sergilenmektedir.

Kasrın Darüleytam olarak kullanıldığı dönemde yetimlerin bakımı için kaynak oluşturmak amacıyla, tütün vergileri gelir olarak buraya aktarılmaktaydı. Bu amaçla hizmet veren binanın, tütün-sever hababam sınıfının, sigara ve Mahmut hoca ekseninde varoluş savaşlarına sahne olması bir ironidir.

Serideki okul romandakinin aksine parasız yatılı öğrencilerin okuduğu bir devlet lisesi değil, özel ve zengin aile çocuklarının okuduğu bir lisedir. Bu açıdan film, kasrın uzun yıllar üstlendiği kimsesiz ve muhtaç öğrencilere kol kanat germe görevine ters düşüyor gibi gözükse de, serinin 3. filmi olan Hababam Sınıfı Uyanıyor’da bu haylaz ve baba parası ile okuyan öğrencilerin öncelikle alay ettiği, sonradan birleşip maddi manevi himayelerine aldıkları köyden gelen Ahmet adındaki öğrenci ile muhtaçların kol kanat gerildiği bina olma misyonu tamamlanmaktadır.

Klasik Osmanlı eğitiminden farklı olarak filmdeki öğrencilerin beraberlik ruhunu kaybetmeden birey olarak kendilerini hocaların karşısında kanıtlamaya çalıştığı eğitim sistemiyle ilgili filmin de çağdaşlaşma yolunda ilerleyen son dönem Osmanlı mimarisiyle buluşan bu binada yer alması da güzel bir benzerliktir.

Müze

Adile Sultan Kasrı’na giriş ücretsizken müzeye dönüştürülen Hababam Sınıfı serisinin çekildiği sınıfa giriş ücreti 2 TL’dir ve müze haftanın her günü sabah 09:00 – akşam 17:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Sınıf içinde filmde rol alan oyunculardan 4 ana karakterin balmumu heykeli yer almaktadır. Sınıfa ilk girdiğinizde sağ tarafta soba içerisinde kopya çekmeye çalışan Güdük Necmi ve onu yakalayan Mahmut Hocanın Balmumu heykellerini bulunuyor. Duvarlarda ise Hababam Sınıfı ile ilgili posterler var. Kapının sol tarafında ise Hababam Sınıfı Uyanıyor filminde kullanılan iskelet, kara tahta, öğretmen masası ve çekimler sırasında öğretmenlere yapılan şaka sonucu kırılan sandalye yer alıyor. 3. Balmumu heykel ise Adile Naşit’e nam-ı diğer Hafize Ana’ya ait. Sınıftaki 4. ve son balmumu heykel İnek Şaban’a aittir. Bunlar dışında sıralar üstünde oyuncuların isimleri ve canlandırdıkları karakterlerin kartpostalları bulunmaktadır.

Subtopic

Subtopic

Subtopic

Subtopic

Subtopic

Learn more about creating dynamic, engaging presentations with Prezi