Introducing
Your new presentation assistant.
Refine, enhance, and tailor your content, source relevant images, and edit visuals quicker than ever before.
Trending searches
Fransız İhtilali (1789-1899)
Here's a place for the first part of your presentation. And to the right, there are subsections for more specific detail.
Fransız İhtilali, Fransa’daki mutlak monarşinin yıkılarak yerine Cumhuriyetin kurulması ve Katolik Kilisesinin reforma zorlanmasıdır.
Fransız toplumundaki aydınlanma ve düşünsel ilerleme, mutlak hakimiyet altında olan toplumun bunu değiştirmeye olan inancını arttırmış ve yönetimde söz sahibi olabilecekleri fikrini doğurmuştur.
Descartes, aklın ve özgür düşüncenin varlığına atıfta bulunmuş, Montesquieu ise halkın yönetimde vekiller aracılığıyla temsil edilmesi gerektiğini düşünmüştür. J.J. Rousseau bütün insanların eşit olduğuna ve halkın söz sahibi olduğu bir yönetim biçiminin hayata geçirilmesi gerektiğini savunmuştur. İngiliz İnsan Hakları Bildirgesindeki düşüncenin fikir babası olan Jon Locke'ın fikirlerini benimseyerek Fransa'daki mutlak hakimete yani krala baş kaldırmışlardır.
Fransa'nın devamlı artan savaş vergileri ve köylünün mahsül alamamasından dolayı halk kıtlık çekmeye başlamıştır. Bu durumdan dolayı halkın büyük bir çoğunluğu büyük şehirlere göç etmiş ve bu göç yüzünden büyük toplumsal sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Buna rağmen halk vergilerini vermeye devam etmiş ancak sarayın bu vergileri lüzumsuzca harcaması halkın sabrını taşırmıştır.
Bu olaylar üzerine 1789 yılında parlamento toplanmıştır. Halk mutlak yönetimin yetkilerinin sınırlandırılmasını ve iç ticaretin serbest olmasını istemiştir. Kral Louis tarafından kabul görmeyen bu istek sonrası Bastille Hapishanesine baskın yapılmış ve tüm suçlular serbest bırakılmıştır. Bu baskın sonrası ihtilalciler tarafından bir kurucu meclis atanmış, İnsan ve Yurttaş Hakları bildirisi yayınlanmıştır. Kral daha fazla direnemeyerek bu bildiriyi kabul etmiş ve birçok yetkisinden alıkoyulmuştur.
Fransız İhtilalinde "Eylül Katliamı" olarak bilinen olayda tutuklanarak kral hapishaneye atılmış ve tüm haklarından mahrum bırakılmıştır. Kral yandaşları hapishaneye götürülürken pusuya düşürülmüş ve hepsi katledilmiştir. Hemen ardından kralın isyan çıkarabileceğini düşünen radikaller kralın ve ailesinin yok edilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Bu savunma üzerine 21 Ocak 1793'te kral, 16 Ekim 1793'te de eşi Marie Antoniette idam edilmiştir.
1. Mutlak krallıkların yıkılabileceği görülmüştür.
2. Özgürlük ve eşitlik düşüncesi diğer ülkelere yayılmaya başlamıştır.
3. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu kabul edilmiştir.
4. Milliyetçilik ilkesi siyasi bir nitelik kazanarak çok uluslu devletlerin sonu olmaya başlamıştır.
5. Dağınık halde bulunan devletler bir araya gelmeye çalışmışlardır.
6. Yeni çağ kapanmış ve yakın çağ başlamıştır.
7. İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi dünya çapında benimsenmiştir.
Here's a place for the second part of your presentation. And to the right, there are subsections for more specific detail.
Fransa'nın terör devrinde ünlenen idam unsuru 200 yıllık bir periyotda binlerce savaş suçlusunun vatan haininin, bilim insanının, siyasetçinin ve aristokratın başını gövdesinden ayırmıştır.
Devrin bol miktarda ihtiyaç duyduğu idama insancıl bir hüviyet kazandırmak için Joseph-Ignace Guillotin tarafından giyotin geliştirilmiş ve Fransız hükümetine sunulmuştur. İlk kurbanı 1792 yılında Jacques Nicholas Pelletier adlı bir hırsız olmuştur.
Fransız devriminde ünlense de, giyotin olarak bildiğimiz metodun kökeni orta çağa kadar uzanmaktadır. O dönemlerden itibaren olmak üzere Almaya'da "Planke" Britanya'da "Scottish Maiden", İtalya'da "Mannaia" isimleriyle biliniyor ve kullanılıyordu.
Giyotin, kurbanlarının başını gövdesinden yaklaşık 000,5 saniyede ayırıyordu. Bu da onlar için acısız ve ani bir ölüm anlamına gelimekteydi. Geliştiricisinin de amacı buydu. Darağacı sisteminin çok acılı bir sitem olması yüzünden bu idam yöntemine geçilmiş ve bu infaz metodu yaklaşık 16 bin kişinin canını almıştır.
İdama mahkum edilen ve başı kesilecek kişi, ilk önce büyük bir meydana getirilerek (Şimdiki Concorde Meydanı. Kitapta ise Greve meydan olarak ismi geçen meydanda infazlar gerçekleşmekteydi.) herkese gösterilirdi. Daha sonra toplanan kalabalık önünde bir gösteri edasıyla kişinin başı keskin bıçaklar arasına sokulur yer çekiminin de yardımıyla başı gövdesinden ayrılırdı. Kalabalık bir ortamda yapılmasının sebebi halka örnek teşkil etmesiydi. Görenlerin suça iştirak etmeden önce iki kere düşünmeleri gerektiğini göstermek amacıyla böyle bir uygulama yapılmıştır.
Devrim dönemindeki giyotin infazcıları herkes tarafından tanınan ve bilinen ünlü kişilerdi ve aynı zamanda aile işiydi. Örneğin Sanson ailesi 1792'den sonraki 50 yıllık süreçte binlerce kişinin infazını gerçekleştirmiştir. Bunların arasında Kral XVI. Louis ve Marie Antoinette gibi isimler de bulunmuştur.
1977 yılında Fransa'daki son idam mahkûmu Hamida Djandoubi'dir ve 10 Eylül 1977'de cezası infaz edilmiştir. Bu infaz giyotinin son görevi olmuş ve tarih sahnesinden çekilmiştir. Fransa'da idam cezası 1981 yılında kaldırılmıştır.