OSMANLI DEVLET'İNİN DIŞ BORÇLANMASI
Osmanlı Borçlarını Yalnız Türkiye Cumhuriyeti Ödemedi
Osmanlıyı Çökerten Dış Borç Süreci Kırım Savaşıyla Başlar
Osmanlı İmparatorluğu’nun Borçlanma Nedenleri
- Lozan’dan sonra Düyun-u Umumiye İdaresi kaldırıldı ve yerine Paris’te bir yönetim kuruldu, Düyun-u Umumiye’nin bütün malları ve kadroları Türkiye’ye devredildi.
- Daha sonra 1933’te Osmanlı borçları yeniden gözden geçirildi ve bu tarihten sonra yapılan muntazam ödemelerle, konulan süreden 29 yıl önce, 1954 yılında genç Cumhuriyet kendi payına düşen bütün borçları ödedi.
- İtalya 1926’da, Filistin 1928’de,Suriye ve Lüblnan 1933’te Irak 1934’te Ürdün ve Maan 1945’te, Bulgaristan 1955’te Yugoslavya 1960’da borçlarını ödemişlerdir.
- Bunlara karşılık, Yunanistan Suudi Arabistan,( Hicaz,Necit,Asir ) Arnavutluk ne Yemen hiç bir borç ödemesinde bulunmamışlardır.
- Görüldüğü gibi Batılı alacaklılar, borçlar konusunda bile ülkeler arasında ayrımcılık yapmışlar ve aralarında Yununistan’ında bulunduğu bazı ülkeler hiçbir ödemede yapmadan bu yükümlülüklerinden kurtulmuşlardır.
- Lozan’da Osmanlı borçları konusunda İsmet Paşa’nın iki büyük başarısı vardır.
- Birinci olark bu borçlar, Lozan’la kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin dışında kalan ve eski Osmanlı İmparatorluğu’nun toprakları üzerinde bulunan ülkerler arasında da paylaştırılmıştır.
- İkincisi olarak bu paylaşma, sadece faizleri değil, ana parayı da kapsayacak biçimde hesaplanmıştır.
- Osmanlı borçlarının her devlete düşen hissesini Altın Fransız Frangı olarak göstermektedir: bir kaç örnek verecek olur isek şöyle sıralaya biliriz.
- Tımar sisteminin yozlaşması
- Merkezi otoritenin zayıflaması
- Uzun süren savaşlar nedeniyle askeri harcamalardaki artış
- Yapılan reformların maliyeti
- Kırım Savaşı ile başlayan Avrupa tipi yaşam biçimi
- Sanayi Devrimi nedeniyle Osmanlı’nın yabancı ürünlerle rekabet edememesi
- Sömürgeci devletlerin Osmanlı Devleti üzerindeki siyasi isteklerini iktisadi politikalarla gerçekleştirme arzusu
- ‘Resmi tarih’ anlayışımızın yanlış değerlendirdiği olaylardan biri de Kırım Savaşı’dır.
- 1853’te başlayıp 1856’da biten bu savaş, genellikle ‘resmi tarih’ tarafından, Osmanlı’nın Ruslara karşı kazandığı bir zafer ve imparatorluğu yeniden Avrupa’nın büyük devletleri arasında sokan bir olay olarak görülür.
- Oysa durum bambaşkadır:
- Kırım Savaşı, Osmanlı’nın mali, siyasi ve fiili çöküş sürecine yol açan mekanizmayı yani dış borç batağını başlatan ve böylece sonuç olarak imparatorluğun tarih sahnesinden silinmesine yol açan savaştır.
Hazırlayanlar: Danışman:
Banu Sevinç Mrs. Nazife Yakup
Tevfik Can İnan
Türkiye:......................................: 84.597.495
Suriye – Lübnan:.........................:11.108.858
Yunanistan:..................................:11.054.534
Yugoslavya:..................................: 5.435.597
Filistin:..........................................:3.284.429
KIRIM SAVAŞI'NIN TEMEL NEDENLERİ
- Osmanlı Devleti kendi memurlarına para ödeyemezken, Düyun-u Umumiye’de çalışanlar, maaşlarını düzenli alırlardı, çünkü borç ödemeleri yapılan tahsilattan masraflar düştükten sonra yapılırdı.
- Kurulan ayrıntılı ve etkin denetim sayesinde artık net fon akımlarının yönü değişmiş ve yüksek oranlarda artı-değer Osmanlı ekonomisine kazandırılmak yerine kesintisiz biçimde Avrupa’ya aktarılmaya başlanmıştı.
- Düyun-u Umumiye İdaresi görünürde Osmanlı İmparatorluğu’nun bir kurumu, gerçekte ise hükümet yerine yalnızca alacaklılara karşı sorumluğu bulunan bir yapılanmaydı.
- Zamanla adeta Osmanlı ekonomisini denetleyen ikinci bir maliye durumuna geldi.
- Örneğin 1912 yılında Maliye Bakanlığı’nda yaklaşık 5.500 memur çalışırken, Düyun-u Umumiye İdaresi’nde tam 9.000 memur bulunmaktaydı.
- Osmanlı ekonomisi üzerindeki etkisi zamanla o derece güçlendi ki, Osmanlı İmparatorluğu’nun gelirlerinin yaklaşık üçte biri idare tarafından tahsil edilmeye başlandı.
- Savaş aslında hem bir Rus saldırısı hem de bir İngiliz –Fransız kışkırtması sonunda başlamıştır.
- 1174’teki Küçük Kaynarca Antlaşmasıy’la, Rus Çarı’na Osmanlı’nın Ortodoks tebaasının koruyuculuğunun verilmesiyle doruk noktasına ulaşan Rus –İngiliz rekabeti, araya Fransızların da girmesiyle, Kırım Savaşı’na yol açmıştır.
- Osmanlı İmparatorluğu Kudüs'teki hizmetlerin görülmesinde Katolik Hıristiyanlar arasında bir denge gözetmektedir.
- Rusya bu hizmetler konusunda Ortodokslara haksızlık edildiğini öne sürer ve belli ayrıcalıklar ister.
- Fransa ise Kudüs’teki hizmetlerin Katolikler tarafından yerine getirilmesinde ısrarlıdır.
İLK BORÇLANMA
Düyunu-u Ummumiye İdaresi’nin Kuruluşu
- Sonunda devlet iflas eder .
- İmparatorluğun alacaklıları, devletin sağlam gelirlerine elkoydu.
- Batılı ülkelerin alacaklıları tarafından kurulan kurulan Düyunu-u Ummumiy-i Osmanlı Meclisi, İngiliz ,Hollandalı Fransız ,Almanya , İtalyan Osmanlı ve öncelikli alacaklılar temsilcilerinden oluşan yedi kişilik bir kuruldu.
- Bütçenin üçte birinden fazlasını oluşturan tütün, tuz , ipek, içki, pul ve av vergilerine el koymuştu.
- Bu vergiler toplanması en kolay ve güvence altında olan vergilerdi.
- Düyun-u Umumiye memurları, yanlarında jandarmalar, köylünün tarlasındaki ürüne el koyarak gerekli tahsilatı yaparlardı.
- Zaten mültezim zulmünden bıkmış olan çilekeş anadolu köylüsünün başınada yeni bir dert açılmıştı.
- Düyun-u Umumiye Meclis’i üyeleri, yılda 2000 İngiliz lirası maaş alırdı.
- İstanbul’ da oturanların maaşı 1200 İngiliz lirasıydı.
- İki ateş arasında kalan Osmanlı İmparatorluğu, Hıristiyanlar bakımından kutsal olan yerlerin Müslümanlar için de mukaddes olduğunu belirtir ve hizmetlerin Müslümanlarca yerine getirilmesine karar verir.
- İşte bu noktada Osmanlı’nın paylaşılması anlamını taşıyan ‘Doğu Sorunu’ fiilen gündeme gelir; Rusya, İngiltere’ye Osmanlı İmparatorluğu’nun paylaşılmasını önerir.
- Sonunda Rusya, kutsal yerlerin yönetiminde Ortodokslara öncelik verilmesi isteğini bir ültimatom ile Osmanlı imparatorluğu’na bildirir.
- Osmanlıların buna yanıtı, Ortodoksaların konumlarının Fatih ve Kanuni dönemlerindeki fermanlarla belirlendiği ve bu fermanların dışına çıkılmayacağı biçimde olur.
- Bu karar Rus ültimatomunun reddi anlamına gelmektedir; Rus Çarı bu yanıta 'Sultan'ın elini yanağımda hissediyorum' diyerek tepki verir ve savaşa başlar.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Yıkılışı
20 Aralık 1881’de Gerçekleşir
- 3 Temmuz 1853'te Rusya’nın 35.000 asker ve 72 topla Osmanlı topraklarına
(Eflak –Buğdan) saldırmasıyla Kırım Savaşı fiilen başlamıştır.
- Osmanlı İmparatorluğu bir süre Rusya ile tek başına savaşır.
- Fakat mali kaynakları böyle bir savaşı sürdürmeye yeterli değildir.
- 1854’te Fransa ve İngiltere son derece karmaşık ilişkiler sonunda Osmanlıların yanında Rusya’ya karşı savaşa girer ve Osmanlı Devleti tarihinin ilk dış borcunu alır.
- İlk borç 1854 yılında alınır, 2,57 milyon Osmanlı lirası borçlanır.
- Bu sarmal imparatorluğun iflasına yani yok oluşuna kadar sürecektir.
- Bu tarihten sonra alınan borçlar ya eski borçların ödenmesi yada Osmanlı –Rus Savaşı gibi savaşların ve yenilgilerin finansmanı için kullanılır.
- Sadece 1870 yılındaki 10,5 milyonlık borç Rumeli Demiryolu’nun inşası için alınmıştır ama bu miktar iflasın gerçekleştiği 1881 yılında 237 milyon Osmanlı lirasına ulaşan borç miktarı içinde devede kulaktır.
- Dış borçlar Osmanlı İmparatorluğu'nu batırmıştır ama Türkiye Cumhuriyeti 1954 yılına kadar bu borçları ödemeye devam etmiştir.
- Demek ki 1854 yılında başlayan bu süreç, tam yüz yıl boyunca Anadolu’nun dış borç boyunduruğu altına girmesine yol açmıştır.
- Düyunu-u Ummumiye İdaresi’nin Kuruluşunu , İmparatorluğun yıkılış tarihi olarak kabul edilmesinin simgesel bir anlamı vardır: Türk – İslam devlet geleneğinde bir hükümdarın egemenliğinin ilanında iki simgesel olay vardır:
- Hükümdar,egemenliğini Allah adına ve ekonomik bağımsızlığa sahip olarak ilan eder.
- İşte Düyun-u Umumiye’nin bu simgesel anlamda da, Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik bağımsızlığını yitirmesi anlamında da devletin sona erişini vurgular.
- Ekonomik olarak bütünüye çökmüş olan Osmanlı İmparatorluğu daha 1865’te borçların faizlerini ödeyemez duruma düşmüştü.
- Bir yandan ekonomik olanaksızlar, öte yandan yeni borç gereksinmesi, Osmanlıları tümüyle yabancı finans kaynaklarının denetimine sokmuştu.
- 29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, Osmanlı ‘nın kesin ortadan kalkış gününü simgeler.