• 1871 yılında R L. Maddox adındaki bir İngiliz Kolodyum yerine Jelatin, iyot yerine de gümüş bromür kullanarak bugünkü kuru fotoğraf camlarını elde etti. ( Kuru levha yöntemiyle büyük çapta bir imalat başladı. Bu firmaların en önemlisi Kodak makinelerini piyasaya çıkartan George Eastman’dı. Kodak makinesi 100 poz çekebilen bromür ile kaplı bir jelatin film rulosunu taşıyordu.)
Fotoğrafçılık
Objektiflerin yardımıyla odak düzleminde net bir şekilde oluşan görüntüyü
kimyasal bir bileşikle saptamaya yarayan, ışığa duyarlı maddelere film denir.
Filmler kullanıldıkları makinaların büyüklük ve tiplerine göre değişiklik gösterirler.
Genel olarak 5 tür film bulunmaktadır.
1)Tabaka film : 9x12 / 10x12,5 ve yukarısı
2)Roll film : 4,5x6’ dan 6x9’a kadar
3)Kaset film : 24x36 mm
4)Kartuú film : 8 mm ve 16 mm
5)APS film : Tercihe göre 3 ayrı boyutta görüntü vermektedir.
Fotoğrafçılık
Filmlerin Yapısı
Filmler başlıca 3 katmandan oluşur;
1. Plastik, yanmaz ve sağlam bir malzeme olan polyesterden yapılan taşıyıcı taban,
2.Işığın film arka yüzeyinden yansıyarak, ikinci bir görüntü oluşturmasını önlemek
amacıyla sürülen ve suda çözünebilir bir boya olan anti halo (ağı önler) katmanı,
3. İçinde gümüş bileşiklerinin bir süspansiyon şeklinde dağıldığı jelatin katmanı yada
duyarkat.
Bu katlar dışında, jelatinin taşıyıcı tabana daha rahat tutmasını sağlayıcı katmanlar ve filmin sürülen koruyucu/sertleştirici katmanlar da bulunur.
Filmlerin Sınıflandırılması
Filmler, 4 değişik kategoride sınıflanabilir.
1)Boyutlarına ve Tabanlarına Göre Sınıfflandırma
Filmler boyutlarına ve tabanlarına göre 3’e ayrılır.
- Büyük Boy: Tabaka Film Boyutları: 9x12 ve daha büyük
- Orta Boy: Roll Filmler 4,5x6 ve 6x9 arası
- Küçük Boy: 18x24 mm yada 24x36 mm boyutlarında olanlar. Filmin iki
tarafında perfore delikler vardır.
Dia Pozitif(Dönüúümlü)/Negatif Oluşlarına Göre Sınıflandırma:
Dönüşümlü filmler geliştirme işlemi sonrası pozitif görüntü veren filmlerdir.
Saydam, slayt, dia ve diapozitif de denilen bu tür filmlerin baskısı Cibachrome ve
benzeri direkt pozitif tekniklerle yapılmaktadır. Dönüşümlü filmler ticari amaçla en
çok kullanılan film türüdür. (Reklamcılık, poster, afiş, matbaa işleri, multivizyon
gösterileri vb.)
Negatif filmler ise görüntüyü ters olarak verir. Bu filmlerde, konunun açık
renkleri koyu, koyu renkleri açık olarak görünür.
Filmler & Banyo
Filmi Yıkamak :
filmi yıkamak için karanlık odaya bile ihtiyacınız yoktur - yalnızca tüm fotoğrafçılarda bulunmakta olan siyah, ışık geçirmeyen bir film değiştirme çantası yeter. çantanın içerisine film yıkama tankınızı ve spiralinizi, çekilmiş filminizi ve film kasetinin tepesini açmak için bir şişe açacağı koyun. çantanın ışığı geçrimeyen iki deliğinden içeri kollarınızı dirseğe kadar sokun. tüm yapmanız gereken kaseti açıp filmi çıkararak tankın içinedeki spirale sarmaktır. tankın kapağını sıkıca kapattıktan sonra film sarılı tankı çantadan çıkarın ve yıkama işlemine başlayan. tüm bunlar normal oda ışığında yapılabilir. yıkama işleminin safhaları, kullandığınız filmin türüne bağlıdır. her türlü siyah - beyaz ve renkli olumsuz film gibi çokğu slayt filmlei için de hazır kimyasal işlem paketler, kullanım tarifleriyle birlikte satılırlar film yıkamanın tüm kimyasal işlem ve durulama safhalarında, doğru ısıda ve doğru miktarda seyreltilmiş eriyiği tankın kapağındaki delikten içeri akıtın, sallama ve zamanlama konusunda tarife uyun ve sonra eriyiği yine kapaktaki delikten dışarı dökün.... http://bilgiara.com/fotografcilik/tmct-fotograf-karanlik-oda.html
Baskı:
Baskı yapmak için, içerisinde suyu ve elektriği olan, tamamen karartılmış bir odaya ihtiyacınız vardır. basınç sırasında kullanılan bazı kimyasal maddeler zararlı dumanlar çıkaracağı için odanın havalandırılması gerekmektedir. baskı yapmanın ilk adımı, yıkanmış filmi kullanarak, ışığa hassas basınç kartları pozlandırmak olacaktır. bu hedefle bir agrandizör kullanılır. bu aşamada, kartların ne kadar müddet pozlandırılacağına ve renkli basınç için bundan başka ne kadar bir filtre işlemi gerektiğine karar vermeniz gerekmektedir. renkli kartlar, her türlü ışığa karşı duyarlı oldukları için renkli basınç tamamen karanlıkta yapılmalıdır (agrandizörün ışığı hariç). halbuki, siyah - beyaz kartlar kırmızı ışığa karşı duyarsızdır ve dolayısıyla, hafif bir 'güvenli ışık'ta basılabilir. baskıda ikinci aşama banyodur. şayet renkli basınç yapıyorsanız, pozlandırılmış kart, yıkanma tankına benzer daha uzunca bir silindire yerleştirilir. silindirin kapağını sıkıca kapadıktan sonra odanın ışıklarını açıp banyo işlemine başlayabilirsiniz. geleneksel olarak, siyah - beyaz kart banyosu, içerisine fotoğraf banyosu konan açık küvetlerde yapılır. her aşamanın sonunda kartlar bir küvetten diğerine aktarılır. siyah - beyaz basınç renklilere oranla daha az banyo aşaması gerektirir. siyah - beyaz basınç boyunca hep güvenli ışıkta kalmayı unutmayın.... http://bilgiara.com/fotografcilik/tmct-fotograf-karanlik-oda.html
kuru bölüm / ıslak bölüm: iyi bir karanlık oda düzeni su ya da kimyasal madde gerektiren işlemleri (ıslak bölüm) pozlandırma ve basınç sonrası işlemlerden ayırır (kuru bölüm)
Fotoğraf makinasının İcadı
Niepce ile başlayan temel fotoğraf çalışmaları 1829 da Daugerre, Jacques Mande çalışmaları ile birleşip 1837 de Daugerreotype’ı ortaya çıkarmalarıyla hızlıca gelişim göstermeye başladı.
Fotoğrafın çıkış noktası
1840 yılında ise ışığı 16 kez fazla geçiren bir mercek kullanılıp poz süresi düşürüldü, elde edilen görüntü çok net olmakla beraber, gümüş bakır karışımı levhanın kolayca kırılması ve çok pahalı olması bu tekniğin fazla gelişmesine engel oldu.
Sekizinci yüzyılda Arap kökenli Cabir İbni Hayyam Gümüş Nitrat’ın güneş ışığının etkisiyle karardığını bulması ve 15. asırda Leonardo da Vinci’nin karanlık bir odada mevcut olan ufak bir deliğin, odanın dışındaki görüntüleri aksettirmesini bulması fotoğrafçılık tarihindeki önemli başlangıç noktasıdır. Fotoğrafla ilgilenen Sanatçılar Rönesans devrinde karanlık kutuyu buldular. Böylece, ışığın girdiği ufak bir delik aracılığıyla karanlık kutunun öbür yüzeyinde resmin ters çevrilmiş bir görüntüsünü elde ettiler.
Bu gelişmelerin olduğu tarihlerde bir fotoğraf çekebilmek için ulaşılabilmiş en uzun poz süresi 1/25 saniye olmuştur.
Aynı dönem içinde Henry Fox Talbot da bir takım kimyasal maddelerle işleme tabi tutulmuş kağıtlar üzerinde resim elde etmeyi başarsada resmin yavaş yavaş kararması ve görüntünün net olmaması sebebi ile bu yöntemde unutuldu. Fakat Talbot’un bu buluşu için bu konuda ilk defa “FOTOĞRAF” kelimesi kullanılmıştır. Bu aşamalardan bir müddet sonra da negatif poz lamanın pozitife çevrilmesi başarılmıştır. Bu sayede modern fotoğrafçılığın ilk temeli atılmıştır.
18. Yüzyılda ise karanlık kutu veya körüğün bir ucuna mercek ve diğer ucuna da buzlu cam koyarak görüntünün kutunun dışında görülebilir hale getirilmesi sağlandı.
1852 yılında ise George Eastman, Kodak makineler de 10 poz çekebilen üzeri bromür kaplı Jelatin rulo filmler bulunan Kodak fotoğraf makinelerini piyasaya sürdü, çok büyük fotoğraf çekim aletleri taşıması gereken fotoğrafçılara kolay hareket imkanı sağladı. Fotoğraf çekildikten sonra fotoğraf makinesi fabrikaya gönderilip, jelatini film kağıttan ayrıldıktan sonra bir cam üzerine yerleştirilip, daha sonra da yeniden makineye filmi doldurarak, sahibine iade ediliyordu
Leonardo Da Vinci & Camera Obscura
Günümüz
1852 yılı makinaları
Tarihteki ilk fotoğraf makinası
1870 ise Hermann Vogel emülsiyonları muhtelif kimyasal banyolara batırarak duyarlıklarını arttırma yolunu keşfetti. 1880 yılında kırmızı renge karşı duyarlılığı çok kısıtlı olan ortokomatik filmlerin yanında,pankromatik filmler bulundu. Fotoğrafçılık 19. ve 20. asırda değişik ve daha kaliteli astigmat merceklerin, selüloz asıllı filmlerin kullanılması sonucu, Analog fotoğraf makinesi ve film sanayindeki gelişmeler günümüze kadar geldi, içinde bulunduğumuz zaman diliminde ise digital teknolojinin inanılmaz güzelliklerini yaşıyoruz.
Fotoğraf sözcüğünü 1839’da ilk kez Fransız Kütüphaneci Sir John Herschel kullanmıştır. Herschel’in Latince “photo” (ışık) ve “Graphein” (yazmak, çizmek) sözcüklerini birleştirerek elde ettiği “ışıkla çizmek” anlamındaki “Photographe” kabul görerek tüm dünyaya yayılmıştır.
Fokus (lens)
Görülen bir nesnenin pozisyonu veya daha net bir görüntü üretmek için gerekli bir optik cihaz ayar the adjustment
Diyafram
Diyafram olarak kullandığımız terimin İngilizcede iki farklı şekilde kullanılıyor olması biraz kafa karıştırıcıdır. ‘Diaphragm’ ile anlatılan geçen ışık miktarını ayarlayan yapraklı mekanizma iken bizim burada kullandığımız diyafram ‘Aperture’ terimine karşılık gelir ve ‘Açıklık’ kelimesi ile ifade edilebilir. Açıklığın çapını, dolayısıyla da geçen ışığın miktarını belirleyen bu yaprakların hareketidir
Beyaz Ayarı
Beyaz bir nesneye renkli ışık tuttuğunuzda, nesne o ışığın renk tonlarında görünür. Farklı ışık kaynakları farklı renk sıcaklıklığına sahiptir ve bu da sahnenin renkleri üzerinden doğrudan etkiye sahiptir. Güneş ışığı, gölgeden, gölge de evimizdeki lambalardan farklı renk sıcaklığına sahiptir. Beynimiz ortamdaki ışık kaynağına göre irisimizi kullanarak pozlamayı yaptığı gibi, normal bir şekilde görebilmemiz için ışığın rengini de yorumlar. Dijital fotoğraf makinesinin beyaz dengesi özelliği de ışık sıcaklığındaki bu farkları ayırt edecek şekilde tasarlanmış ve filmli dönemde kullanılan film ve filtrelerin yerine geçmiştir.
Bir kaç mercekten oluşan sistemlerin bir araya gelmesi ile oluşan objektifler,üzerlerinde netlik ve diyafram ayarları bulunan ve film üzerinde görüntü oluşturmaya yarayan fotoğraf makinesi parçalarıdır.
Enstantane
Fotoğraf makinesinde, ışıklama süresini belirlemek için kullanılan Işık Düzeneği; Obtüratörün açılması ile kapanması arasında geçen zaman; yani, ışığa duyarlı alanın ışık aldığı süre
ISO
Bizim fotoğrafçılık terimlerinden ISO ile kastetmek istediğimizi aslında ISO Speeddir yani ISO Hızıdır. Genel kullanımda sadece ISO kullanıldığı için sitemizde de sadece ISO olarak geçecek. ISO, optik algılayıcının ışığa duyarlılığını belirtir yani ISO arttıkça optik algılayıcı ışığa karşı daha hassas olacaktır.
Normal Objektifler:
Normal objektif olarak tanımlanan bu objektifler insan gözünün gördüğü gibi fotoğraf çekerler. Fotoğraflanan konuların boyutları değişmez (küçülüp büyümez). Özellikle değiştirebilir objektiflere sahip SLR fotoğraf makinesi kullananlar tarafından tercih edilen bu objektifler, hafif olmaları, basit mekanizmalara sahip olmaları sebebiyle tercih edilir.
Odak uzaklıkları değişken olmadığı için bu ürünler kompakt cihazlarda fazla tercih edilmez.
Geniş Açılı Objektifler:
Geniş açılar 35mm'den başlar 21mm'ye kadar iner. Bundan küçük geniş açılar, görüntünün kenarında biçim bozulmasına neden olabilir.
Balıkgözü objektif: Görüş açısı en geniş olan objektiftir. Balık gözü objektiflerde dikey ve yatay çizgiler anarmol şekilde bozulmalara (distorsiyon) uğrar. Kullanım alanları sınırlı olmakla beraber yaratıcı görüntüler elde etmek için kullanılırlar.
Dar Açılı Objektifler
Geniş açılı muadillerinin tersine uzun odak uzaklıklarına sahip olan bu objektifler 85mm’den başlar 200-300-500 hatta 1000 mm’ye kadar uzanan değerlere sahiptirler. Görüş açısı değerleri ise 24 dereceden başlayarak 10 ve hatta 6 ya da 8 dereceye kadar düşer.
Dar açılı objektifler daha çok konuya yaklaşmanın zor, imkansız ve tehlikeli olduğu durumlarda tercih edilir. Spor karşılaşmaları, vahşi doğa ve portre çekimleri gibi durumlarda kullanılan bu objektifler konuyu yakınlaştırırken perspektiflerin üst üstü gelmesine sebep olur. Perspektif yığılması adı verilen bu olay istisnai durumlar dışında tercih edilmez.
Fotoğraf makinasının bölümleri
Değişken Odaklı Objektifler:
Son 10 yılda popülerliği olan ve kullanımı hızla artan bir objektif türüdür. Özel bir mekanizma yardımı ile objektifin odak uzaklığı değiştirilebilir. Bu da kullanıcıya verilen değerler arasındaki bütün objektifleri kullanıyormuşcasına bir rahatlık sağlar. Bu objektiflerde odak uzaklığı iki numara ve bunların arasına ‘-‘ işareti konularak gösterilir. Örneğin 35-70mm ibaresi bu objektifin değişken odak uzaklığına sahip olduğu anlamına gelir.
Profesyonel kullanımda ise tek bir objektif taşıyarak birçok objektifin odak uzaklığını sağlaması sebebiyle kullanıcıların tercihi olan bu objektifler, sabit odaklı objektiflere göre biraz daha pahalıdırlar (özellikle f2.8 ya da f2 gibi değerelere sahip olanları).
Mod kadranı & Objectifler
Makro objektifler:
Makro fotoğraf, bir nesnenin görüntüsünün film veya sensör üzerine 1:1 veya daha büyük aktarıldığı fotoğraftır. Yani, diyagonal uzunluğu 21,6 mm olan bir çiçek, diyagonal uzunluğu 43,3 mm olan 35 mm'lik bir filmin tamamını kaplayacak şekilde kadrajlanmışsa, bu 43,3:21,6, yani 2:1 (2x) büyütme oranıyla çekilmiş bir makro fotoğraftır. Bazı objektifler bu amaçla, netliğini kaybetmeden nesneye çok yakınlaşacak şekilde üretilirler ve bu objektiflere makro objektif adı verilir. Çoğu kompakt dijital makinede bulunan "macro" modu da bu amaçla kullanılır ve bu modda nesnelere 1 cm kadar yaklaşılıp net fotoğraf çekilebilir.
Çalışma prensibi & Diyafram
Tilt/Shift objektifler:
SLR ve DSLR makinelerde kullanılan bu özel objektifler, makine üzerindeyken kendi merkez eksenlerine göre yana veya yukarı - aşağı kaydırılarak perspektif veya alan derinliği ayarlaması yapmanıza izin verirler. Böylece bir binayı tam karşı cepheden görüyormuşçasına distorsiyon olmadan çekmek, bir ürünü tüm noktaları net olacak şekilde çekmek veya alan derinliğini belirli yerlere kaydırıp özel efektler vermek mümkün olur.
FOTOĞRAF